Tanzimat Dönemi Şiiri Denildiğinde Aklınıza Neler Geliyor?

Tanzimat Dönemi şiiri denildiğinde aklınıza neler geliyor?

Konulardaki büyük farklılığa rağmen, Tanzimat şiiri işleniş yönünden Divan şiirinden oldukça farklıdır. Genelde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Yeni nazım biçimlerine ilaveten Divan nazmının özellikle gazel, terkib-i bent, kıta biçimleri ve edebi sanatları da kullanılmaktaydı.

Tanzimat dönemi şairleri kullanılan dili sadeleştirmeye uğraşmış, konuşma dilini kullanmışlardır. Şekil açısından da konu açısından da  eski şiirle pek alakası kalmamıştır. Tanzimat döneminin Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa’dan oluşan ilk kuşağının şiirlerinde uygarlık, hak, adalet, yasa, özgürlük, vatan gibi topluma hitap eden konular yer alırdı. İkinci kuşağı olan Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamit gibi önde gelen şairleri ise Tanrı, madde, ruh gibi fizik ötesi konuları işlemişlerdir.
Tanzimat Dönemi şiirinin en önemli temsilcisi kimdir?
 
Tanzimat döneminde yeni oluşan şiirin ilk temsilcisi olan Şinasi (1826-1871), Fransa’ya gitmeden evvel klâsik kasideler kaleme almıştır. Ancak Fransa’dan  geri dönüş yapmasının ardından kasidede şekil değişikliğine gitmiş, ve toplumsal konuları işlemiştir. Şiirleri duygusallığı bırakmış akılcılığı benimsemiştir. Bu açıdan Şinasi Tanzimat’tan sonra ortaya çıkan edebiyatımızda akılcılığın temsilcisidir.
Şinasi günlük konuşma dili olan Türkçe ile yeni bir şiir dili oluşturmayı hedeflemiş ancak bunu başaramamıştır. Fakat batılı Türk edebiyatının meydana gelmesinde önemli katkıları bulunmuştur.
Ziya Paşa (1829-1880); Tanzimat ve beraberinde gelen yeniliklere düşünce ile bağlılık göstermiştir. Fakat eserlerinde eskiye bağlı izler taşır. Uzun manzum önsözü nedeniyle 1874’te yayımladığı Harâbât adlı, antolojisi ile eski edebiyatı övmekle suçlanır. Hece ile yazdığı şiirler bir elin parmaklarını geçmez, Ziya Paşanın şiirleri şekil açısından Divan nazmını esas alır.
Namık Kemal (1840-1888) ise yeniliği düşünceleri ve uygulamasıyla benimsediği görülür. Edebiyatın batılılaşmasını istemiş ve isteği doğrultusunda edebî eser oluşturmuştur. “Toplum için sanat” anlayışını benimseyerek “özgürlük, vatan, yasa, hak, adalet, ahlâk” konularını ele almıştır. Şiirlerinde bazen yeni,bazen de eski biçimleri kullanmıştır. Vâveylâ, Hilâl-i Osmanî gibi bazı şiirlerinde gündelik dil kullanmıştır.
Tanzimat’ın ikinci kuşağını oluşturan şairler toplum için sanat anlayışını bırakmış; “sanat için sanat” anlayışını benimsemişlerdir. Bu durumda 1880’den sonra yaygınlaşan romantizmin etkisi ve II. Abdülhamit yönetiminin sıkı ve baskıcı yönetimi etkili olmuştur.
 
Tanzimat şiirinin ikinci döneminde ki iki şairden biri Recaizâde Ekremdir. Ekrem birçok türde eser oluşturmuştur. R. Ekrem, şiir bir tek amaçla yazılır oda güzelliktir düşüncesine sahiptir. Şaire göre şiirin mantığa uyma zorunluluğu yok ancak ahlâka aykırı düşemez. Güzel olan her şey şiirin konusunu olabilir.
 R. Ekrem, hem içerik hem biçim üzerinde durur. Biçimde “müzeyyen” i, yani süslü kelimeleri tercih eder. Şiirin konuşma dilinden uzak kendine has bir üsluba sahip olması gerektiğini söyler. Bu düşüncesi, gelecekte Servet-i Funün dilinin gündelik dilden uzaklaşmasına sebebiyet verir.
Ekrem, kural olarak benimsediklerini uygulamaz. Bundan dolayı edebiyat tarihinde iyi bir sanatçı  değil, iyi bir kuramcı olarak bilinir. Ekrem, divan nazmından tamamen ayrılmasa da zaman zaman yeni nazım biçimlerini kullanır. R. Ekrem’in düşüncelerine bakılarak ölçü (vezin) şekle uygun bir ahenk taşımalıdır. Yani, ölçü müzikal ahenk taşımalıdır.
Ekrem’in en çok aşk ve doğayı işlemiştir. Kadınları da sık sık anlatan ekrem. sayesinde türk şiiri ilk kez aile yaşamını içerir. Fransız romantiklerini örnek aldığı için şiirleri melânkolik bir hava taşır. Yaşadığı acıları da işlemesiyle, ünlü bir mersiye şairi olmuştur. Mensur şiirler de yazmıştır.
Tanzimat’ın ikinci kuşağında yer alan diğer şair Abdülhak Hamit Tarhan’dırBatılılaşma hareketinde bulunan şair. bu sayede batıda gördüğü, Türk şiirinde bulunmayan özellikleri şiirimize uygulamıştır.
Aşk ve doğa konularını ele almıştır. Hamit duygu ve düşünceyi esas alan, psikolojik ögeler barındıran konuları işlemiştir.
Hamit’in şiirlerinde “ölüm” konusu oldukça işlemştir. İlk eşi Fatma Hanım’ın vefatının ardından kaleme aldığı Makber, Ölü, Hacle gibi şiirlerinde ölümün yaşattığı acıyı anlatmıştır. Aklın evrenin gizlerini çözmede yeterlidir düşüncesinde başarıya varamayınca Tanrı’ya ve dine bağlanır.
Nadir olarak toplumsal ögeler işlemiştir. Bunlar toplumsal aksaklıkları işlediği (Garam, Bir Sefile’nin Hasbıhâli) ve vatanî duyguları anlattığı (İlhâm-ı Vatan)dır.
Tanzimat şiirinin özellikleri;
  •  Tanzimat şiirinde söyleyiş tarzından ziyade fikirler ve yeni konular esas tutulmuştur.
  •  Dilde sadeleşmeye gidilmiş ancak bu uzun sürmemiştir.
  • İlk dönem Tanzimat şiirinde gazel, kaside, terkib-i bent… gibi şekiller esas iken ikinci dönemde Fransız şiirinin etkisi altında kalınarak yeni biçimler denenmiştir.
  • Her iki dönemde de aruz ölçüsü kullanılmış, ancak hece ölçüsü denenmiştir. Nazım birimi beyit olarak kullanılmıştır.
  • Divan şiirindeki konu bütünlüğü önemlidir.
  •  İlk dönemde siyasal ve toplumsal meseleler, ikinci dönemde bireysel ve duygusal konular kaleme alınmıştır.
  •  Birinci dönem şiiri dışa dönük ikinci dönem şiiri içsel olarak aktarılmıştır.
  • İlk dönem şiirindeki dil sade ikinci dönemde ise daha süslüdür.
  •  I. dönem şairleri divan şiirini sıkça yererek ortadan kaldırmak istemişlerdir; II. dönem şairleri ise sanat için şiiri benimsemiş olduğundan divan şairleri gibi estetiğe değer vermişlerdir.
  •  Fransız İhtilali’nin getirdiklerinin etkisinde kalarak  ilk dönem şairlerinde, kanun, düzen, adalet, özgürlük,esaret, millet, vatan, bayrak gibi konular kaleme alınmıştır.

Tanzimat Dönemi Şiiri Özellikleri ve Aklımıza Gelenler Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.