Takvimleme sistemine örnek gregoryen takvim, günümüzde kullanılmakta olan, Yer’in Güneş’e göre hareketine dayalı tarihleme sistemidir. Jülyen takvimin yeniden düzenlenmesi yoluyla hazırlanmış ve 1582’de Papa XIII. Gregorius tarafından yürürlüğe konmuştur. Jülyen takvimde bir Güneş yılı 365 gün olarak kabul edilmişti.
Her dört yılda bir artık günün eklenmesiyle de takvim ile mevsimler arasında uyum sağlanmaktaydı. Ama Güneş yılının gün sayısında yapılan küçük hesap hatası (aslında Güneş yılı 365 gün 5 saat 48 dakika 46 saniyedir) mevsimlerin takvimde yüz yılda bir gün gerilemesine yol açıyordu. Bu gerileme Papa Gregorius’un dönemine değin 14 güne ulaşmıştı, ama Gregorius, o sırada 11 Mart’a rastlayan ilkbahar ılımının tarihini, Nikaia (İznik) Konsili’nin toplandığı İS 325’te rastladığı karşılığı olan 21 Mart’ta aldı. İleri alma işlemini ise 4 Ekim 1582’de yürürlüğe koydu ve takvimi 10 gün ilerleterek ertesi günü 15 Ekim olarak ilan etti. Gregoryen takvimin Jülyen takvimden başlıca farkı, yüzyıl başlarının, ancak 400’e tam olarak bölünebiliyorlarsa (örn. 1600, 2000) artıkyıl olmalarıdır. Bu değişiklik bir yıl içinde İtalyan devletleri, Portekiz, İspanya ve Katolik Alman devletleri tarafından kabul edildi. Zamanla öteki uluslar da Gregoryen takvimi benimsediler. Protestan Alman devletleri 1699’da, İngiltere ve kolonileri 1752’de, İsveç 1753’te, Japonya 1873’te, Çin 1912’de, Sovyetler 1918’de, Yunanistan 1923’te ve Türkiye 1 Ocak 1926’da Gregoryen takvimi kullanmaya başladı. İslam ülkelerinin birçoğu hicreti temel alan takvimlerine bağlı kaldılar.
Hemen Yorum Yaz