Günümüzde bizlerin üzerinde yaşam sürdürdüğü Türkiye Cumhuriyeti, günümüzdeki halini alana dek pek çok değişiklik yaşamıştır. Yaşanan her türlü değişikliğin geçmişte tabii ki de bir bedeli olmuştur. Bu bedelin ödenmesi noktasında Türk halkı her zaman cesur olmuştur ve vatanı, namusu için gerektiğinde gözünü kırpmadan canını vermekten kaçınmamıştır. Bizler, bugün sahip olduğumuz şeylerin değerini daha iyi anlayabilmek için geçmişimizi de iyi okumalı ve anlamalıyız. Yakın tarihimizde yaşanmış olan Kurtuluş Savaşı da bu noktada atalarımıza ait pek çok bilgiye ulaşabileceğimiz bir olay olmuştur.
Kurtuluş Savaşı döneminde Osmanlı Devleti, Avrupalılar tarafından ‘Doğunun hasta adamı’ olarak nitelendiriliyordu ve artık eski ihtişamından geriye hiç birşey kalmamıştı. Batmış ekonomi içerisinde fakirlik, sefalet kol geziyor, askeri sistem her geçen gün yozlaşarak yok oluyor, devlet içerisinde rüşvet ve iltimâs hat safhaya çıkıyordu. Böyle bir durum içerisinde harap olmuş olan Türk halkı, günü geldiğinde devletin kendisini korumaya yeterli olmayacağını, kurtuluşun ancak kendi çabalarıyla gerçekleşebileceğini nihayet anlamıştı.
Bu anlayışın insanlar tarafından benimsenmesinin ardından, bir askeri birliğe bağlı olmayan, halkın kendi oluşturduğu yerel birlikler ortaya çıktı. Kuvay-ı Milliye birlikleri adı verilen bu birlikler, aslında asker değillerdi. Örneğin bir köy içerisinde yaşayan, eli silah tutabilen erkekler, civar köydeki diğer Türklerle iletişim haline geçiyor ve bölgeye karşı yapılabilecek olası bir saldırıda, silahlarını kuşanarak savunma haline geçiyorlardı.
Kurtuluş Savaşında Halkın Kendi Oluşturduğu Düzensiz Askeri Birliklere Ne Denir Adlı Yazımızla İlgili Düşüncelerinizi Yorum Kısmından Yazabilirsiniz.
Hemen Yorum Yaz