Klarnet Nedir Tanımı Klarnetin Özellikleri

Klarnetin Özellikleri kısaca Klarnetin Tanımı hakkında bilgi.

Klarnet, tek kamışlı tahta nefesli çalgıdır. Orkestralarda, askeri bandolarda ve bakır nefesli çalgı topluluklarında önemli bir yeri vardır. Bunun yanı sıra solo çalgısı olarak da seçkin bir repertuvara sahiptir. Genellikle, Afrika’da yetişen koyu mor renkli sert bir ağaç olan Dalbergia melanoxylon’Am yapılır. İç çapı yaklaşık 1,5 cm olan silindirik bir boru biçimindedir; alt uca hafifçe genişleyen bir kalakla son bulu;. Metal klarnetler de vardır, ama bunlar kaliteli ses vermez. Klarnetin üflenen bölümüne bek adı verilir. Bek genellikle ebonitten yapılır; bekin ucunda bir kertik vardır; kamış bu kertiğe vidalı bir bilezikle oturtulur. (Kamış eskiden iple sarılarak beke bağlanırdı; Almanya’da bugün de çoğunlukla bu tür kamış kullanılır.) Çalınırken bek (kamış altta olmak üzere) ya dudakların ya da alt dudakla üst dişlerin arasına alınır.

En çok kullanılan klarnet Si bemol tonun- dadır. Boyu yaklaşık 66 cm’dir. Çaldığı notalar, bir büyük 2’li aşağıdan duyulur. (Örn. Re notası çalındığında, duyulan Do sesidir.) Bekin takıldığı gövde akustik ba­kımdan bir ucu kapalı boru gibi çalışır. Bu düzenin sağladıkları şunlardır: 1) Orta Oo’ nun altındaki Re’den (Si bemol klarnet ol­duğundan Mi olarak yazılır) yukarıya doğru tam 3,5 oktavlık geniş bir ses alam, 2) çalgı üflendiğinde boru içindeki kapalı hava sütu­nunun titreşmesiyle oluşan armoniklerin ya­pısı nedeniyle ortaya çıkan kendine özgü bir ses rengi (tınısı), 3) bir başparmak perdesi ile sağlanan tam 12’li aralığına kolayca atlama yeteneği.

Klarneti 17. yüzyılın sonlarında tanınmış çalgı yapımcısı Johann Christoph Denner icat etti. Daha önceleri tek kamış yalnızca orglarda ve halk müziği çalgılarında kullanılırdı. Denner klarneti, tek kamışlı bir halk çalgısı olan konik obuadan geliştirdi. Ama klarnet daha uzundu ve konik obuanın çıkarabildiği temel seslere yardımcı olmak üzere öncelikle üst ses bölgesinde çalınabiliyordu. Böylece, daha sağlam, daha berrak, trompetinkine benzer bir ses alanı (clarino) sağlanıyordu. Klarnet için yapılmış en eski bestelere Amsterdamlı Estienne Roger’ın yayımladığı müzik kitaplarında rastlanır. Kamışı yukarı getirilerek çalınan (kamış aşağıda çalış an­cak 1800’den sonra Almanya’da görüldü) o dönemdeki klarnetin iki anahtarı vardı, en pes notası ise orta Do’nun altındaki Fa idi. 1720’de çalgıya kısa bir kalak eklendi, 1740-50 arasında da pes Mi ve eskiden çok temiz çıkarılamayan tiz Si seslerini iyileş­tirmek için borunun boyu uzatıldı. 18. yüz­yılın sonlarına gelindiğinde klarnetin beş ya da altı anahtarı -olmuştu, ayrıca çeşitli tonlarda (La, Do, Mi bemol vb) klarnetler yapılıyordu. Bu değişik tonlardaki klarnet­lerde, parmak pozisyonlarını koruyabil­mek için müzikler transpoze ediliyordu. Yaklaşık 1780’de büyük orkestraların ço­ğunda klarnet kullanılmaya başladı. Günümüzdeki klarnet 1800-50 arasında gelişti. Çalgıya bazı notaların temiz çıkması­nı sağlamak için yeni anahtarlar eklen­di. Sesin gürlüğünü artırmak için boru çapları ve bekler büyütüldü. 1840’lara ge­lindiğinde destekler üstüne yerleştirilmiş anahtar düzeni, komuta düzeneği, flüt yapım­cısı Theobald Böhm’ün uyguladığı halka bi­çimli anahtarlar ve Auguste Buffet’nin iğne­li yayları gibi teknolojik ilerlemeler klarnet­te iki çağdaş temel sistemin başlıca özellik­lerini belirlemişti. Bunlardan yapımcısının adıyla anılan Albert sistemi, klarnetçi ve çalgı yapımcısı Iwan Müller’in daha önceki 13 anahtarlı klarnetinin modernleştirilmiş bi­çimiydi. Bu klarnet Almanca konuşulan ülke­lerde karmaşık bir yardımcı anahtar düzeni eklenerek kullanıldı; ama daha derin bir ses rengi sağlayan çapı, ağızlığı ve dili olduğu gibi korundu. Hyacinthe E. Klose ile Buf­fet’nin 1844’te Paris’te patentini aldıkları ve bugün de birçok ülkede hâlâ standart olarak kabul edilen Böhm sisteminin uygulandığı klarnetlerde, Böhm’ün 1832’de geliştirdiği ve birçok teknik üstünlük sağlayan, flütteki parmak kullanma düzeninin büyük bölümü yer alır. Bu klarnette ötekinden farklı olarak arkada bir başparmak halkası, bir de sağ küçük parmağın kullandığı dört ya da beş anahtar vardır. İtalya’da çok daha geliş­tirilmiş gerçek bir Böhm klarneti kullanılır; İtalyan klarnetçiler La klarnet partilerini Si bemol çalgıya transpoze ederek çalar­lar.

Si bemolden başka değişik tonlarda klar­netler de vardır. Bunlar 18. yüzyıl ile 19. yüzyılın başında çok kullanılan ve çoğu zaman Alman orkestralarında yerini hâlâ koruyan Do klarnet; büyük Avrupa toplu­luklarında yer verilen La bemol oktav klar­net; eskiden çok yaygın olan Fa tonundaki (sopranino) ve daha sonraki Mi bemol to­nundaki klarnetler; 18. yüzyıl sonlarının La bemol. Sol ya da Fa clarinette d’amoıır’un ardından yapılan alto (ya da tenor) klarnet­ler; daha başarılı bir alto klarnet olan fa sesli basset horn ve ondan sonraki, kalağı yukarı­ya doğru dönen ve beki tutan kavisli bir metal kangalı bulunan mi bemol alto klar­netlerdir. Si bemol bas klarnetler önce deneme olarak üretildi. 1810’dan sonraysa birçok çeşidi yapıldı. Belçikalı çalgı yapım­cısı Adolphe Sax’m 1838’de yaptığı modele yukarıya doğru dönen bir kalağın eklenme­siyle beki iki kıvrımlı olan bugünkü bas klarnet oluşturuldu. Kontrbas klarnetler ise Mi bemol ya da Si bemol tonundadır.

Türkiye’ye klarnet 19. yüzyılın sonlarında, gazinolarda çalan fasıl heyetleriyle girdi. İlk klarnetçilerin çoğu Rumelili Çingenelerdi. Günümüzde ise klarnet, klasik yapıtlar seslendiren topluluklar dışında neredeyse bütün Türk sanat müziği topluluklarında çalınır. Klasik Türk müziğinde kullanılan klarnet Si bemol değil. Sol tonunda oldu­ğu için. daha uzundur. Klarnet nedir özellikleri ve tarihçesi hakkında bilgi aktardık.

Anadolu’nun bazı yörelerinde (örn. Silif­ke) halk müziğinde de kullanılan klarnet davul-zurna ikilisinde zurnanın yerini alır.

14 yorum

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.