Kilim Nedir Kısa Bilgi

Kilim Nedir, Kilim Özellikleri Tarihi ve Kullanım Alanları Hakkında Bilgi

Kilim, Orta Asya, Anadolu, Balkanlar ve İran’ın bazı bölgelerinde dokunan havsız döşeme yaygısıdır. Genellikle kilimle karıştırı­lan cicim, sumak ve zili gerçekte daha başka tekniklerle dokunan ayrı yaygı­lardır. Kilimden en büyük farkları da tersle­ri ile yüzlerinin aynı olmamasıdır. Kilim, göçebe kavimlerin kullandığı dokumaların en önemlilerinden biri olarak çok eski dönemlerden beri üretilegelmiştir. Kilimi halıdan ayıran en önemli özellik, deseninin ve yüzeyinin halıda olduğu gibi çözgülerin üstüne atılan tek tek ilmeklerle oluşturulmayışıdır. Kilimde desen, renkli yün iplik­lerin çözgülerin arasından sürekli olarak geçirilmesiyle yapılır. Bunun sonucunda kilimin yüzeyi ince ve düz bir dokuma görünümü kazanır; tersi ile yüzü arasında da fark olmaz. Kilimi dokumak için halıdaki gibi parça parça yün iplikler değil, sürekli iplik sağlayan boyalı yün yumaklar kullanı­lır. Dokuma tekniği nedeniyle geometrik desenlere çok uygun olan kilimlerde örgele­rin genellikle simgesel anlamlan vardır. Ev, taht, el, hayat ağacı, ejder, kuş, boynuz, eli belinde, kaz ayağı, güneş, çiçek, ırmak, daj vb gibi doğadan ve insan yaşamından alın­mış örgeler, stilize edilerek kullanılır. Ge­nellikle başlangıçta bir ifade aracı olarak ortaya çıkan bu örgeler, zamanla anlatımcı niteliklerini yitirerek belirli bir yöreye özgü hale gelmişlerdir.

Kilimlerde nakışlar, belli bir düzene bağlı olur. Bazılarında aynı örge tekrar ederken, bazılarında birden çok örge dönüşümlü olarak dizilmiştir. Simetri, bir örgenin iç içe büyümesi ya da örgelerin girişik olarak düzenlenmesi de çok sık rastlanan uygula­malardır. Kilim’ deseni şemaları geleneksel­dir ve kolay kolay değiştirilmez. Buna karşın gene de çoğu kilimde yapıldığı zama­na, yöreye ve nerede kullanıldığına ilişkin ipuçları bulunur. Anadolu’nun orta, doğu ve batı bölgelerinde dokunan kilimler de farklı özellikler taşır. Bunlar bazen Türkmen, Yörük, Kürt ve Türk kilimleri diye sınıflandırılma da, bu yanıltıcı olabileceği için, kilimleri dokundukları yere göre ad­landırmak daha doğru olur. Kilimler örgele­rinin karakterlerine göre de adlandırılır. Kayseri yöresindeki Avşarların “sandıklı” ve “kuşlu”, doğudaki Direjan aşiretinin “yedi dağ çiçeği” adlı kilimleri ünlüdür.

kilim

Keleş’te Dokunmuş Bir Kilim, Bursa

 

2 yorum

  1. bende sölücen bitane şir
    BEN DEĞİLDİM

    Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
    Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
    Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
    Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
    O gecen ben değildim.

    Bir gece, yatağında uyuyordun..
    Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
    Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
    Ve karanlıklar içindeydi odan…
    Seni gören ben değildim.

    Ben çok uzaktaydım o zaman,
    Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
    Artık beni düşünmeye başladığından
    Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
    Bunu bilen ben değildim.

    Bir kitap okuyordun dalgın..
    İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
    Genç bir adamı öldürdüler romanda.
    Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
    O ölen ben değildim.

    BEN DEĞİLDİM

    Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
    Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
    Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
    Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
    O gecen ben değildim.

    Bir gece, yatağında uyuyordun..
    Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
    Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
    Ve karanlıklar içindeydi odan…
    Seni gören ben değildim.

    Ben çok uzaktaydım o zaman,
    Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
    Artık beni düşünmeye başladığından
    Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
    Bunu bilen ben değildim.

    Bir kitap okuyordun dalgın..
    İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
    Genç bir adamı öldürdüler romanda.
    Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
    O ölen ben değildim.
    BEN DEĞİLDİM

    Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
    Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
    Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
    Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
    O gecen ben değildim.

    Bir gece, yatağında uyuyordun..
    Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
    Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
    Ve karanlıklar içindeydi odan…
    Seni gören ben değildim.

    Ben çok uzaktaydım o zaman,
    Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
    Artık beni düşünmeye başladığından
    Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
    Bunu bilen ben değildim.

    Bir kitap okuyordun dalgın..
    İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
    Genç bir adamı öldürdüler romanda.
    Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
    O ölen ben değildim.

  2. bune çok uzun ben bunu nasıl yazacam ben kim yadı bunu yaaaaa neyse size bir şir sölücem

    Sulamış vatan toprağını,
    Aziz şehitlerimizin kanı,
    Böyle yazılmış işte,
    Çanakkale destanı.

    Mehmetçik geçit vermemiş,
    Siper etmiş canını,
    Her şeyden üstün tutmuş,
    Dinini, vatanını.

    İşte böyle ecdadın,
    Torunu olan bizler,
    Ne Çanakkale’den vazgeçeriz,
    Ne de güzel Türkiye’mizden.

    Dünya bir araya gelse,
    Yıkamaz bu imanı,
    Alamazlar yurdumuzdan,
    Zerre kadar toprağı…

    Birkan Soylu

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.