Kaligrafi Nedir Kısaca

Kaligrafi Nedir Kısaca, Kaligrafi Hakkında Bilgi

Kaligrafi, harflerin doğru biçimlerini, aralarındaki oranlan ve boşlukları belirli kural­lara göre düzenleyerek güzel ve zarif yazı yazma sanatı. İslam kültür çevresinde bu sanat hat ya da hüsn-i hat olarak anılır.

Sanatçıya çok çeşitli estetik olanaklar su­nan kaligrafi, özellikle alfabenin kendi başı­na bir sanat biçimine dönüştüğü Çin, Japon­ya ve Kore’de resim ya da heykel sanatlarıy­la eşdeğerde tutulur.

Yunan yazısı. İlk Yunan yazısının çeşitli biçimleri İS y. 8. yüzyıla değin birbirine çok benziyordu. Ama kitapları kopya etmede kullanılanla belge ya da mektuplarda kulla­nılanlar arasında gene de bir ayrım yapıla­bilmektedir. Kitap yazıları çoğunlukla daha stilizeydi ve genellikle belirgin, okuması daha kolay büyük harflerle yazılırdı. Belge­lerde kullanılan yazılar ise metne göre (özel mektuplar, resmî belgeler vb) değişen çeşit­li biçimler alıyordu. Bunlar ayrıca hızlı yazılmaları sonucu yuvarlak ve akıcı bir biçim aldıkları için, “işlek” olarak nitelenir.

Bizans döneminde, Yunan yazısında kü­çük harflerin bulunuşu ve büyük harflerin resmî bir nitelik kazanması gibi birkaç temel gelişme oldu. 12. yüzyıldan 15. yüzyı­la değin Yunan yazısı, neredeyse ilk yazıya benzeyen resmî yazıyla, Bizans döneminde ortaya çıkan ve daha kişisel olmakla birlikte akademik niteliğini de koruyan yazının bir karışımı biçimindeydi. Bu yazıların her ikisinin de Rönesans’ta baskı harflerinin üsluplarının gelişmesinde önemli etkileri oldu.

Latin yazısı. Roma el yazısının Yunan el yazısıyla benzer bir gelişme gösterememesi­nin nedeni, büyük olasılıkla çok daha sonra ortaya çıkan bir yazı olmasıydı. İS 4. yüzyıl boyunca bu yazının, biri basit büyük harf­ler, öbürü eğik büyük harflerle yazılan başlıca iki biçimi vardı. “Rustik” diye anılan basit büyük harfler kitap yazmada, “işlek” büyük harfler ise ticari yazılarda kullanılı­yordu; işlek harflerle hızlı yazarken kalemi kâğıdın üstünden sık sık kaldırmak gerekmi­yordu. Büyük olasılıkla 1-4. yüzyıllar ara­sında geliştirilen Latin küçük harfi, daha sonra Charlemagne’ın gerçekleştireceği bazı yeniliklere temel oluşturdu.

14. yüzyılla 16. yüzyıl arasında hümaniz­min canlanması sırasında, sonraki bütün el yazısı ve baskı harfi türlerini etkileyecek olan iki yazı biçimi, Latin ve İtalik yazılar ortaya çıktı.

Sonraki 2-3 yüzyıl boyunca Avrupa’da kaligrafi hem dekoratif, hem işlevsel nite­likli yazılarla zenginleşti. Süslemeler göz alıcı ve çoğunlukla abartılıydı; yazmalar, bilgilendirmek amacıyla olduğu kadar, bir yazı biçimini göstermek amacıyla da yazılı­yordu. Batı kaligrafisinde grafik sanatla­ra duyulan ilginin yeniden canlandığı 20. yüzyıla değin bu verimli “Altın Çağ”a ben­zeyen ikinci bir dönem daha yaşanmadı.

Sami yazısı. Farklı nedenlerle de olsa Ortadoğu’da da kaligrafiye çok önem veril­mişti. Gerek İbraniler, gerek Müslümanlar dillerinin ilahi niteliğine inanıyorlardı. Ama İslamda bir sanat biçimi olarak kaligrafiye (hat) genellikle çok daha fazla önem verildi. Hindistan’da konuşulan Sanskrit ve başka dillerdeki elyazmaları, Arami kaligrafisinin yayılmasından kaynaklanan en önemli geliş­meler oldu.

Doğu yazısı. Bir sanat biçimi olarak kali­grafi en yüksek düzeyde Çin, Japonya ve daha sınırlı olarak Kore’de değerlendirildi; başlangıcından (İÖ y. 1700) günümüze de­ğin sanatsal anlatımın zengin ve çok çeşitli biçimlerinden biri olageldi. Japonya’da bu­gün de her yıl kaligrafi yarışmaları düzenle­nir ve her yaştan, her meslekten çeşitli insanlar yapıtlarının sergilenmeye değer bulunması için yarışırlar.

Çin kaligrafisi, standart yazı olarak bilinen ve günümüzde kullanılan yazının ortaya çıkışma değin dört aşamadan geçti. Jiagu- wen ve jinwen (metal yazısı) bu aşama­lardan ilk ikisiydi. Çincede üstüne yazıldık- •lan malzemelerin adıyla anılan bu yazılar, modern yazının pek çok özelliğini taşır. İÖ 3. yüzyılda İmparator Qin Shi Huang Di ülkeyi birleştirdi ve her yerde xiaozhuan üslubu olarak adlandırılan tek bir yazı kullanılmasını sağladı. Üçüncü aşamayı oluşturan bu zarif ve dengeli yazının en önemli sakıncası hızlı yazılamaması ve kul­lanışlı olmamasıydı. Dördüncü aşamayı, daha hızlı yazabilmeye yönelik bir girişim olan ve özellikle kâtiplerin kullanması için geliştirilen lishu adlı resmî ya da düzgün üslup oluşturdu. Lishu’mın hızlı yazılabilmesinden ötürü fırça vuruşlarında farklılık­ların ortaya çıkması kaçınılmazdı; bu ise doğal bir sonuç olarak yaratıcılığa olanak sağladı. Kaishu diye anılan yazıda bu olanak daha da arttı. Kaishu 2.000 yıl boyunca temelde bir değişime uğramadan günümüze ulaşmıştır. Kaligrafa en büyük kişisel özgürlüğü sağlayan bu yazı, her çeşit ustalık gösterisine olanak tanır. (Ayrıca bak. Çin yazı sistemi.)

Hem Japonlar, hem de Koreliler Çin yazısını kendi dillerine uyarlamışlar, ama

Japonlar çok daha yaratıcı olmuşlardır. Usta Japon kaligrafları Çin yazı sisteminden alınma kanci ve yerli hiragana işaretleri­ni birbirine karıştırarak oldukça kişisel bir tarz yaratmışlardır.

1 yorum

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.