İstihbarat nedir nasıl yapılır

İstihbarat Nasıl Yapılır, İstihbarat Nedir

İstihbarat, yabancı devletlerin, özellikle de hasım devletlerin gücüne, etkinliklerine ve olası hareket yönlerine ilişkin haber alma ve toplanan bilgileri değerlendirmedir

Her istihbarat örgütünün amacı, siyasal yöneticilere karar almalarında yardımcı ol­mak üzere değerlendirilmiş bilgilerden olu­şan raporlar sunmaktır. Bu tür raporların hazırlanmasında başlıca üç aşama vardır. Önce, bilinmesi gerekenler kararlaştırılır, ardından bilgi toplanır ve sonunda bunlar değerlendirilip çözümlenir. Siyasal istihba­rat, en çok gereksinim duyulan bilgilenme alanıdır. Ama bir ülkenin siyasal durumu­nun doğru çözümlenebilmesi çok zor oldu­ğundan, çoğu zaman elle tutulabilir sonuç­lar alınamayabilir. Siyasal istihbarat, parti örgütlenmesi ve ideolojik ayrılıklardan, önemli kişilerin ayrıntılı yaşam öykülerine kadar her şeyi içerir. Askeri ve teknolojik bilgilere ilişkin istihbarat da önem taşır. Sayılara dayanan (örn. bir ülkedeki birlikle­rin sayısı) ve araştırılıp doğrulanabilir nite­likte olan bu istihbarat türü “elle tutulur” istihbarat olarak bilinir. Buna karşılık, ör­neğin bir ülkede iktidarın nasıl el değiştire­ceği yolundaki bir siyasal istihbarat, “elle tutulamaz” niteliktedir. İstihbarat toplamanın çeşitli yöntemleri vardır. Casus filmleriyle yaratılan izlenime karşın, istihbaratın çoğu yabancı gazeteler, radyo ve televizyon yayınları ve hükümet raporları gibi kamuya açık kaynaklardan elde edilir. Ayrıca, yabancı diplomatlar da bilgi sağlar. Geri kalan istihbarat uydular, gizli gönderimlerin çözülmesi ve yabancı ülkelerde bulunan ajanlar aracılığıyla üstü kapalı yollarla toplanır. İstihbarat kavramının oldukça eski bir tarihi vardır. Çinli askeri düşünür Sunzi’nin Bingfa (İÖ y. 4. yy; Savaş İlkeleri) adlı yapıtında gizli ajanların kullanılmasının ve iyi bir istihbaratın öneminden söz edilir. Tarih boyunca düşmanın niyetlerinin bilin­mesi hep önemli olmuş, bunun sonucu olarak istihbarat örgütleri kullanılmıştır. Bununla birlikte, 18. yüzyıl sonlarına değin, bir ülkenin iç güvenliği ile dış istihbarat işlevleri arasında fark gözetilmemiştir. İs­tihbarat örgütlerinin uluslararası ilişkilerde önemli bir konuma gelmesi II. Dünya Savaşı sırasındaki siyasal etkinliklerin bir sonucudur. Hiçbir devletin savaşa girmeye niyeti yok­ken I. Dünya Savaşı’nın çıkmasında, zayıf istihbaratın belli bir payı olduğu ileri sürül­müştür. Böylesine bir deneyimden alınan ders ile elektronik ve havacılık alanlarında­ki hızlı teknolojik ilerleme sonucu, 1920’lerde ve 1930’larda istihbarat örgütleri önemli ölçüde geliştirildi. II. Dünya Savaşı sırasında bu örgütler, bir anda büyük önem kazandı. Bu dönemi izleyen Soğuk Savaş yıllarında karşıt siyasal güçler birbirleriyle ordular yerine istihbarat örgütleri aracılı­ğıyla savaştılar.

20. yüzyılda ülkelerinin siyasal yaşamında ve uluslararası ilişkilerde etkili olan başlıca istihbarat örgütleri ABD’deki Merkezî Haberalma Örgütü (CIA), eski Sovyetler Birli- ği’ndeki KGB (Devlet Güvenlik Komitesi), İngiltere’deki MI-5 (Güvenlik Servisi) ve MI-6 (Gizli Haberalma Servisi), Fransa’da- ki SDECE (Dış Dokümantasyon ve Karşı Casusluk Servisi; bugün DGSE [Dış Güven­lik Genel Dairesi]), Çin’deki Çin Gizli Servisi ve İsrail’deki Mossad’dır. Dünyadaki istihbarat örgütleri başlıca üç ana tipe ayrılır: Almanya, Japonya ve Güney Kore tarafından benimsenen Amerikan tipi, eskiden sosyalist blokta yaygın olan Sovyet tipi ve Batı Avrupa ülkelerinin çoğunun örnek aldığı İngiliz tipi. II. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin başlıca istihbarat örgütü Stratejik Hizmetler Dairesi’ydi (OSS). Sava­şın bitiminden kısa bir süre sonra bu örgütün içinden çıkan CIA Amerikan istihbarat etkin­liklerini merkezîleştirmek amacıyla kurul­muştu. Bununla birlikte ordu, Dışişleri, Ener­ji Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Örgütü (NSA) ve Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) örgütlerinin de katıldığı ABD istihbarat “topluluğu”nun yalnızca bir üyesi durumundadır. Topluluğun çoğu üyesi, Ulusal Yabancı İstih­barat Kurulu’nda temsil edilir. Tüm örgütle­rin kuramsal olarak eşit olmalarına karşılık, en önde geleni CIA’dır. Sovyetler Birliği’nde 1954’te kurulan KGB, 1917’de kurulmuş Bolşevik gizli polisi Çeka’nın devamı sayılabilir. İstihbaratın üç ana işlevini (istihbarat, karşı istihbarat ve iç güvenlik) bünyesinde toplayan KGB, baş­kanının Ağustos 1991’deki başarısız darbe girişimine karışmasından sonra gücünü bü­yük ölçüde yitirmiş, SSCB’nin dağılmasın­dan sonra da örgüt yeniden düzenlenmeye başlamıştır.

İngiliz istihbarat örgütü üst düzeydeki gizliliğiyle tanınır. Savaş zamanındaki eski adlarıyla MI-5 ve MI-6 olarak bilinen Gü­venlik Servisi ve Gizli Haberalma Servisi olarak ikiye ayrılır. Bu örgütlerin iç işleyiş­leri hakkında çok az bilgi vardır ve bu gizlilik modeli Fransa ile öbür Avrupa ülkelerindeki istihbarat örgütleri tarafından da benimsenmiştir. İstihbarat ne demek, istihbarat servisleri hakkında bilgi aktardık.

1 yorum

  1. Gezi olaylarında gençliği kışkırtan CHP başkanı Kılıçoğlu çıbanın başıdır.Bu olaylarda kamu ve sivil vatandaşlara verilen zararın tahsili kendisinden tahsil ederek ilgili yerlere verilmelidir.bir vatandaş olarak kanatım budur.

Fevzi Aykaç için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.