Hukuk kurumlarının var olduğu ve sağlıklı şekilde çalıştığı devletler, günümüzde insan haklarına değer veren ve ülke içerisinde yaşayan vatandaşlarının haklarını adalet çerçevesinde gözeten devletler olmaktadırlar. Bu devletler içerisinde teknoloji, sanat, eğitim gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydedilir. Bu devletlerde adalet kurumları, halkın her kesimine eşit şekilde yaklaşır ve kişilerin dini, dili, ırkı veya maddi durumu her ne olursa olsun eşit muamele içerisinde yargılamaları sonuçlandırır.
Bir kişiye göre değil de halkın her kesiminden insanların fikirlerine göre hazırlanmış olan hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu ülkelerde yürütülen faaliyetler, halkın her kesiminin faydasına olacak şekilde yürütülür. Demokratik anlayışın hakim olduğu bu ülkelerde, bir kesimin çıkarına aykırı hareket edilmesi durumunda durum mahkemelerce incelenir ve gerekli kararlar ağımsız şekilde verilir. Bu tür ülkelerde devlet kurumları içerisindeki işleyiş, her vatandaşa eşit mesafede olacak şekilde devam eder.
Bu anlayışa sahip olmayan ve hukuktan üstün güçlerin bulunduğu devletlerde ise kişilerin keyfi uygulamalarının sonuçlarının bedeli ödenmektedir. Bu tür yerlerde devlet kurumları içerisinde işler adalet, saygı gibi kavramlar ile değil rüşvet, iltimas gibi adaletsiz yöntemler ile işler. Bu devletlerdeki otorite boşluğundan faydalanmak isteyen birçok güçlü insan olacağı için de bu tür devletler içerisinde kaos ortamı oluşur. Bu kaos ortamı içerisinde ise ülkenin kendisini geliştirmesi, kalkınması ve kendisine, çevresine, vatandaşlarına faydalı bir ülke olması kesinlikle düşünülemez.
Hukukun Üstünlüğü İlkesinin Geçerli Olmadığı Bir Devlet Modelinde Ne Gibi Olumsuzluklar Yaşanabilir Adlı Yazımızla İlgili Düşüncelerinizi Yorum Kısmından Yazabilirsiniz.
öğretmenimiz çok beğendi, Hukukun Üstünlüğü İlkesinin Geçerli Olmadığı Bir Devlet Modelinde Ne Gibi Olumsuzluklar Yaşanabilir süper yazılmış, artı olarak belirteyim kıskanmayın ama sınıfın en çalışkan kızıyım ben.