Edebiyatı Cedide Dönemi Nedir Genel Özellikleri

Edebiyatı Cedide Nedir, Edebiyatı Cedide Genel Özellikleri

Edebiyat-ı Cedide, Türk edebiyatında 19. yüzyılın sonundaki yenilik akımı (1896- 1901). Tanzimat sonrası Türk edebiyatında divan edebiyatına karşı çıkarak Batı’dan esinlenen yeni bir edebiyat oluşturma çaba­larını kapsayan bir kavramdır. Temsilcileri Servet-i Fünun dergisinde bir araya geldik­leri için “Serveti fünun Edebiyatı” adıyla da anılır. Dergi, II. Abdülhamid sansürü tara­fından kapatılınca, Edebiyat-ı Cedideciler de dağıldı. Ama etkileri bir süre daha sürdü.

Edebiyat-ı Cedideciler giriştikleri biçim ve dil araştırmalarıyla şiirin alanını genişletti­ler. Anlamın beyitte tamamlanması kuralı daha Tanzimat edebiyatı döneminde terk edilmişti; ama şairler bu konuda divan edebiyatının etkisinden tam olarak kurtul­muş değillerdi. Edebiyat-ı Cedideciler kuralı bütünüyle yıktılar; şiiri bağımsız parçaların bağlantısız toplamı olmaktan çıkarıp, ona bir gövde bütünlüğü kazandırdılar. Kafiye­nin göz için değil, kulak için olduğunu verdikleri örneklerle kanıtlayarak, bu konu­da süregelen tartışmaya kesin çözüm getir­diler. Fransız edebiyatından soneyi aldılar; divan edebiyatındaki müstezatı geliştirerek kullanışlı bir serbest müstezat biçimi yarattılar. Mazmunu aşarak imgeyi şiire mal ettiler. Benzetmeler ve sıfatlarla süslenmiş, gerçeği salt söyleyişle kavramak isteyen bir söz sanatına yöneldiler. Bu alanda daha çok Fransız simgecileriyle Parnasçılardan yola çıkıyorlardı. Cenab Şahabeddin’e göre bir şiir okurda “tatlı hülya” uyandırırsa, başarı­lıydı.

II. Abdülhamid döneminin ağır siyasal koşulları içinde ortaya çıkan Edebiyat-ı Cedide şairleri toplum sorunlarıyla ilgilen­mediler, “sanat sanat içindir” ilkesine sarıl­dılar. Söyleyiş kaygısı ve hayattan kaçış eğilimi onları betimlemeye, doğa görünüm­lerini anlatmaya, bir çeşit resim-şiire götür­dü. Ama bir yandan da dizeler bütününde bir dış müzik yaratmak için sözcüklerin ses değeriyle de sürekli oynadılar. Yalnızlık, sessizlik, köşeye çekilme özlemi ve aşk temalarını, biraz da hastalıklı biçimde işle­diler. Tevfik Fikret’in, Türk şiirine ayrı bir ivme kazandıran siyasal ve topluma dönük ürünleri dışındaki şiirlerinde de aynı özellik­ler görülür.

Edebiyat-ı Cedide’nin şiir alanındaki başlı­ca temsilcileri Tevfik Fikret, Cenab Şahabeddin, Hüseyin Siret (1872-1959), Hüseyin Suat (1867-1942), H. Nâzım (Ahmet Reşit Rey), Ali Ekrem (Bolayır) (1867-1937), Süleyman Nesip (1866-1917), Süleyman Nazif, Faik Ali (Ozansoy) ve Celâl Sahir (Erozan);

düzyazı alanındaki temsilcileri ise Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüse­yin Cahit Yalçın, Ahmed Hikmet Müftü- oğlu, Saffeti Ziya (1875-1929) ve Ahmed Şuayb’dır.

Edebiyatı Cedide Hakkında Bilgiler ve Edebiyatı Cedide Genel Özelliklerini Aktardık.

1 yorum

kübra için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.