Düşünceyi Bütün Halinde İfade Etmek

Anlatım gücümüzün ölçütü düşüncelerimizi bir bütün halinde ifade edebilmek ile açıklanır. Kompozisyon dil ve anlatım kurallarına göre ve nizam içerisinde yazılmalıdır. Birçok öğrenci kompozisyon yazarken temel üç basamağı atlar. Bu basamaklar şöyledir :

Bir kompozisyonun yazımında üç basamak vardır

  1. Hazırlık Basamağı (Buluş): İlgiden doğan bir kompozisyon yazılabileceği gibi, istek üzerine de bir kompozisyon yazılabilir. Bunun için uygun bir ortam ve çevrenin bulunmasının yanında; kağıt, kalem, daktilo veya bilgisayar gibi malzemeye ihtiyaç vardır Hazırlık döneminde, ne yazacağım, niçin yazacağım, nasıl yazacağım kirnt yazacağım gibi sorular üzerinde yoğunlaşmak, fikir, ve bilgi bakımından kendimizi yeterli bir seviyeye getirmek gerekecektir. “Birikim” dediğimiz husus, kompozisyonun ana kaynağıdır. Sözlü ve yazılı kompozisyonum temeli, bu birikimin varlığıdır. Dilin kullanılması ile ilgili kurallarr bilinmesi de yine hazırlık basamağında yer alır.
  2. Muhteva Basamağı (Hazırlayış): Kompozisyonun ıç yapışım sağlayan unsurların ele alındığı bu bölümde konu maddesi, konu sınırlandırılması, ana fikir ve yardımcı fikirler ile bakış açısının tespiti ve bunların dengeli bir şekilde sıralanması söz konusudur. Hazırlayış da diyebileceğimiz bu unsurlar ile yazılı anlatım ortaya çıkar.
  1. Şekil Basamağı (Sunuş): Yazı plânının yapıldığı, türün belirlendiği safhadır. Burada anlatım dili ve orijinalliği, noktalama, imli ele alınır. Paragraf ve bölümlerin bir bütünlük içinde belirlenmesi çalışmalarına girmektedir. Yaz başlığı bu safhada brlirlenebılecegı gibi yazının bitiminden sonra da tesbit edilebilir.

Kompozisyonun Kaynakları

Bütün sanatlar için geçerli olan yetenek, bilgi ve çalışma (alın ten), kompozisyon için de geçerlidir. Bu sebeple insanı harekete geçirecek fikir, bilgi, duygu kaynaklarının yeterli olması gerekir kompozisyon iyin gerekli olan birikimi besleyen kaynaklar şunlardır.

Dinleme

Dinleme, bir dikkat işidir. Dilin gelişmesine olduğu kadar kompozisyonun gelişmesine, ifade türünün başarılı olmasına da katkıda bulunur. Küçük yaşlardan itibaren disiplinli ve disiplinsiz dinlemeler; çevrenin, ortamın özelliğine göre dinleyiciye etki eder. Hüseyin Rahmi Gürpınar, henüz teybin, kameranın olmadığı bir dönemde, bu dinlemeler ile eserlerindeki tabiî konuşmaları verebilmiştir. Yine Yaşar Kemal, bu dinlemeler sayesinde dilinin akıcı olmasını sağlamıştır.

Sokakta, evde, gezide etrafımızdaki insanların konuşmaları yararlı olmakla birlikte radyo, televizyon gibi araçlar; açık oturum, panel, sempozyum, konferans gibi toplantılar, daha yararlı olur. Dinlemenin kalıcı olması için ana fikir ve yardımcı fikirler, konuşma konusu, ilginç tespitler, yer, tarih, konuşmacı belirtilerek özet, alıntı şeklinde kaydedilmelidir. Güzel ve etkili konuşmalar, sadece bilgide kalmayıp, kelime hazinemizin artmasına, onların doğru kullanılmasına yardımcı olur.

Görmek ile bakmak arasında nasıl fark var ise, duymak ile dinlemek arasında da öyle bir fark vardır. Dinlemede sadece seslerin algılanması yetmez. İşitilenin anlaşılması gerekir. Dinlemenin verimli olması için tarafsız, önyargısız ve eleştirel olunmalıdır. Yüzlerce makale, kitap okunarak; gözlem, deney, gezi yapılarak hazırlanan konuşmalar iyi bir dinleyiciye çok şeyler kazandıracaktır.

Kişinin gördüklerini, yaşadıklarını, düşündüklerini, okuduklarını, hissettiklerini karşısındakilere sözlü olarak anlatması konuşmadır. İnsanlar bunlardan elden geldiğince yararlanmalıdırlar. Konuşma ortamı olmayan yerde dil becerisi gelişmediği gibi, düşünce de gelişemez. Dil becerilerisini ve düşünce gücünü geliştirmenin yolu dinleyicinin göstereceği ilgiye bağlıdır. O halde, kompozisyon yazımında bu kaynakların ekseninden hareket etmek bizleri, kurallar içerisinde tutacaktır.

Hasan Kavruk

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.