Cemal Süreyanın Sözleri

Bir gün seni bırakırım ya tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu evet, gün geliyor, bıkıyorum senden, ama istanbul´dan bıkmak gibi bir şey olur bu…

Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafindan bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.

Allah’ım bana öyle bir eş nasip et ki; ömrümün son demlerinde bile gözlerine baktığımda kalbim ilk gün ki gibi çarpsın!

Uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle. Ben yarına bakarım yanımdakilerle.

Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi!

Gider gibi yapmadım ben, ya kaldım ya gittim. Sen ise kalır gibi yaptın, ama gittin ve ben bittim.

Bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir, onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgar.

İlişkimize bi süre ara verelim cümlesinin tercümesi, Senden iyisini bulursam ne ala. Bulamazsam sana geri dönerim “dir.

Önce sevdiğiniz terk eder sizi,ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir, ne de uykunuz.

Annesinden dayak yediği halde, yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk.

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur…

Cevap veriyorum Zamanla herşey geçer diyen akıllılara; “Geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine ! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

Denir ya aşk iki kişilik, yalan! Aşk bile bile delilik. Bide hayat müşterektir denir. Buda yalan çünkü aşk acısı hep tek kişilik.

Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; Değmeyenlere… yüreğimin değmiş olması.

Hayatta gözyaşlarımı hakedecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarm gereksiz,Yada uğruna gözyaşı döktüğüm
insanlar değersiz.

Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde ‘ölüden değil, diriden kork’ demişti. Zamanla anladım ki; annem yine haklıydı.

Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona herşeyini verdin.

Küçükken aldığım dışı güzel, İçi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin. Aranızdaki tek fark; O elmalı, Sen ise el’malı.

Kim demiş aşk uğruna ölmek zor ? Uğruna ölünecek aşk bulmak zor .

Seni soruyorlar… Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkiside imkansız değil mi? Çünkü biliyorum; Asla geri dönmezsin Ve biliyorsun; Sen benim için asla ölmezsin!

Gitmekle gidilmiyor ki… Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır.

Üşüyor musun ? Üzülme bee ! gel yanıma.. O kadar yaktın ki canımı; Isınırsın. Üşümezsin bir daha.

Sözcükler değişiyor, Anılar sözcüklerini değiştirmiyor.

Aşktın sen, gidişinden bildim seni…

blank

Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata.. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, Yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

Zαmαn lαzım sadece, unutαcαksın ! Nαsıl unuttuysαn çocukluğunu, kırılαn oyuncαklαrını.. Kırılαn kαlbini de öyle unutαcαksın.blank

Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!

Yarından bir şeyler beklemekle geçiyor ömrümüz.

Önce öp sonra doğur beni.

Çok günah işledim, korkuyorum.. Ayaklar altına al beni anne ! Cennete gitmek istiyorum.

Yoksuluz, gecelerimiz çok kısa. Dörtnala sevişmek lazım.

Saat 12’den sonra her içki şaraptır.

Sevmek çiftleşmek değil, tekleşmektir..

Özledim.. Söyleyeceklerim bu kadar, kısa ve derin.

Güzelsin sevgilim. Ama çok yakından.

Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı.

Her ölüm erken ölümdür.

Elimde olsa bir yasa çıkartırdım ; Sevgiler ertelenmeden, geciktirilmeden söylenecektir…

Sonunda sen bir gün gelirsin diye, çok şeyin adı küçük yazıldı.

Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler…

Unutsun beni demişsin, bu bana imkansız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.

Hep alçak sesle konuşan biri de vardı ki, kederini soylu kılmak için yüreğindeki kurşun yarasına aşktandır derdi.

Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, Kırk yılın hatrına sen kalayım….

Yüzü Güzele Kırk Günde Doyarsın, Huyu Güzele Kırk Yılda Doyamazsın..!

Bir kez daha diyeyim: Özenle katlanmış bir mendil gibisin Sil beni N’olur kırk yıllık kirim pasım gitsin.

Hani çok su verince ölürmüş yα çicekler, Birisini de çok sevince bırαkıp gidiyormuş meğer..

Belki o herşeye değecek kadar değerli senin için; ama sen de, onun için kendini hiç edecek kadar değersiz değilsin.

Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

Gülen gözlerinin bebeğinde kendimi görebilmekti dilediğim; keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Özlemek, ölmek’ten sadece iki harf fazla be çocuk.

Önemli olan hastalıkta sağlıkta değil, yalnızlıkta yanımda olman.

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki.

Seni bir kere öpeyim desem ikinin hatırı kalıyordu. İki kere öpeyim desem, üçün boynu bükük.

Kim istemez ki mutlu olmayı ? Ama mutsuzluğa da var mısın?

Konuşabilmek ile konuşmayı bilmekarasında büyük bir fark vardır. Mesela çoğu insan ikincisini bilmez.

İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol.

Tam unuttuğunu sanırsın, Karşına çıkar tebessüm eder ve yine bağlar seni kendine.. Yine inanırsın yalan olduğunu bilsen bile.

Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, biraz da salıncağı ‘başkası kapacak’ korkusu işte.

Ne zaman bu sehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum…

Mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler, razı olma hiçbir sessizliğe. Biliyorsun seni seviyorum.

Neydi aramızdaki fark biliyor musun.. Ben senin sadece gözlerinle meşgulken, Sen yarın ne giyeceğini düşünüyordun.

Hayatımda ilk kez birisi bana “Kendine çok dikkat et” dedi sadece. Anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde.

Nasıl bilirdiniz? sorusuna, ”Tanıyamamışım” deyip geçtim…

Benimsin demeden önce, Seninim demeyi bilmeli insan.

Aslında annem seni anlatır dururmuş çocukluğumda, Meğer her masala seni anlatarak başlarmış. ‘Bir varmış, Bir yokmuş.

Yeter, aklından çıkar artık onu diyor kimileri. Siz de aklınızla değil de, yüreğinizle sevseydiniz anlardınız beni.

Sana seni seviyorum dediğim kadar, Anneme peki anneciğim deseydim; Hazırdı cennetteki yerim.

Acı çektikçe insan olgunlaşırmış.. yalan be ! İlk önce kalbin kırlır, sonra çürümeye başlarsın.

Sevmek güzel meslek, Ama zor. Can dayanıyor dayanmasına Ama yürek gitti gidecek.

Küçük Bir Çocuğun Yokuş Aşağı Koşması Gibi Seni Düşünmek… Biraz Heyecan, Biraz da Düşecekmiş Korkusu.

iki şey: aşk ve şiir mutsuzlukla beslenir biri biri ona dönüşür.

Aslında ayrılıklαr değilde, Gidenin sevmediği hαlde ‘ Seviyorum ‘ demesi en çok koyuyor insana.

Düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.

Umutta ‘mut’ varsa umutsuzlukta da ‘umut’ var.

Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın dıyorlar fakat olgunlaşa olgunlaşa çürüdük bilmiyorlar !!

Bir kağıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor.. Çünkü sen’sizlik kelimesi bile sen’le başlıyor.

Kadın susarak gider. Eğer bir kadın şikayet ediyorsa, erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının… Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse,forumdas.net o zaman sevgisi de yara almış demektir. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir…

Sesinde ne var biliyor musun? Ev dağınıklığı… İki de bir elini başına götürüp, rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.

Bir daha beni sevdiğini söyleme ! Neden biliyor musun ? Çünkü yine inanırım.

Aklıma bile gelmiyorsun artık.. O kadar kalbimdesin ki.

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, ‘Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.

Belkide.. Evet belkide sen, hiç haketmemiştin beni. Oysa ben; Her halinle kabullenmiştm seni.

Çocuk olsam yeniden.. Bir tek düştüğüm için acısa içim, Ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece .

Keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. O senin için ne yaptı da sevdin sanki ? Akıl işi değil, gönül sevdimi gerisi bahane.

Yine yanlış yerlerde bekledik birbirimizi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.