Çekince Ne Demek

Çekince Ne Demek, Çekince Nedir

Çekince, bir sözleşmenin bazı hükümleriyle bağlı kalmak istemeyen tarafın bu konudaki haklarını saklı tutma yolundaki irade beya­nıdır. Genellikle uluslararası hukuk alanında çok yanlı antlaşmalarda söz konusu olur.

Antlaşmanın imzalanması sırasında ileri sürülen çekinceler, öteki imzacı devletlerce de onaylanırsa kabul edilmiş sayılır. Sonra­dan ulusal parlamentoda ya da bir devletin antlaşmaya katılması sırasında ileri sürülen çekincelerin geçerlik kazanabilmesi için, ilke olarak antlaşmaya taraf bütün devletle­rin açık ya ta itiraz etmeme biçimindeki üstü kapalı onayı gerekir. Bununla birlikte Uluslararası Adalet Divanı 1951 tarihli bir istişari görüşünde geniş katılımın istendiği antlaşmalarda bu koşulun zorunlu olmaması gerektiğini savunmuştur. Öte yandan 1969 tarihli Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 20. maddesinde çekince konusuna şöyle bir düzenleme getirilmiştir:

1)      Antlaşmada tersi kararlaştırılmamışsa, konmasına antlaşmanın açıkça izin verdiği çekincelerin sonradan geçerlilik kazanması için öteki imzacı devletlerin de sonradan bunu kabul etmesi gerekmez.

2)      Bir antlaşmanın görüşmelerine katılan devletlerin azlığından ve antlaşmanın konu ve amacından, onun taraflar arasında bütün­lüğü tam olarak korunarak uygulanmasının, tarafların bu antlaşmayla bağlı kalma istek­lerinin başlıca koşulu olduğu anlaşılıyorsa, konulan çekincenin bütün taraflarca kabulü gerekir.

3)     Antlaşma bir uluslararası örgütün kuru­luş belgesini oluşturuyorsa, tersi kararlaştı- nlmış olmadıkça, bu antlaşmaya konacak çekincenin söz konusu örgütün yetkili orga­nınca kabul edilmesi gerekir.

4)   Bu durumlann dışında;

a)       Taraf devletlerden birinin çekinceyi kabul etmesi, çekinceyi koyan devleti, bu devlet açısından antlaşmaya taraf ya­par.

b)       Taraf devletlerden birinin çekinceye itiraz etmesi, itiraz eden devlet tersine bir niyeti açıkça bildirmedikçe, antlaşmanın itirazı yapan devletle çekince koyan devlet arasında yürürlüğe girmesine engel olmaz.

c) Bir devletin bir antlaşmayla bağlanma isteğini açığa vuran ve aynı zamanda bir çekinceyi de içeren işlemi, antlaşmayı imza­lamış olan devletlerden en az birinin çekin­ceyi kabul etmesiyle geçerlik kazanır.

5) Çekinceye karşı, bu çekince kendisine duyurulduğu günden başlayarak 12 ay için­de buna itiraz etmeyen devletler onu kabul etmiş sayılır.

Türkiye bugüne değin iki konuda çekince ileri sürmüştür. Bunlardan biri Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’dir. TBMM’ce 18 Kasım 1959 günü kabul edil­miş olan bu sözleşmeye, imza sırasında ölüm cezasına mahkûm edilmiş olanların geri verilmesi konusunda çekince konmuş­tur. Türkiye’nin çekince koyduğu ikinci uluslararası belge Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme imzaya açıldığı sırada Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na ve Divan’a bireysel başvuru hakkını tanıyıp tanımama konusunda serbestlik tanınmış bulunuyordu (m. 25 ve 46). Türkiye, imza sırasında her iki organ için de bireysel başvuru hakkını tanımadığını bildirdi. Daha sonra 29 Ocak 1987 tarihli ek protokolle bu hak bazı çekincelerle kabul edildi. Çekince­lerin en önemlisi, bu hakkı tanıyan proto­kolün yürürlük süresinin üç yılla sınırlanmış olmasıdır. Ayrıca ülke içinde bütün yargı yollarına başvurup sonuç alamamış olma koşulu da, bunun uzun yıllar alması nede­niyle, uygulamada sınırlayıcı bir özellik taşımaktadır. Çekince hakkında bilgi verdik.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.