Büyük Bunalım 1929 Hakkında Bilgi
Büyük Bunalım, 1929 büyük bunalımı olarak da bilinir, Kuzey Amerika, Avrupa ve dünyanın öteki sanayileşmiş bölgelerini 1929’da saran ve yaklaşık 1939’a değin etkileyen ekonomik çöküntü. Sanayileşmiş Batı dünyasında günümüze değin yaşanmış en uzun ve en ağır ekonomik bunalımdır. ABD ekonomisinde daha Mayıs 1929’da görülen çöküntü belirtilerine karşın. Büyük Bunalım’ın Ekim 1929’da New York Borsası’nda hisse senedi fiyatlarının sarsıcı biçimde düşmesiyle başladığı söylenebilir, izleyen üç yıl boyunca ABD’de hisse senetleri sürekli değer kaybederek 1932 sonlarında 1929’daki düzeyin yüzde 20’sine kadar indi. Menkul kıymet sahibi binlerce küçük yatırımcıyı yıkıma sürükleyen bu baş döndürücü düşüş, başta portföylerinde hisse senedi bulunanlar olmak üzere bankaları ve öteki finans kurumlarım da büyük ölçüde zorladı. Bunun sonucunda birçok banka ödeme yapamayacak duruma düştü. 1933’e gelindiğinde ABD’deki 25 bin bankadan 11 bini iflas etmişti. Bu kadar çok bankanın batması ve ekonomiye duyulan güvenin genelde kaybolması, harcama düzeyi ve talepteki büyük düşüşe bağlı olarak üretimin gerilemesine, böylece ekonomideki baş aşağı gidişin derinleşmesine yol açtı. Sonuçta üretim düşüşü ve işsizlik çarpıcı boyutlara vardı. 1932’ye gelindiğinde ABD sanayisinde üretim miktarı 1929’daki düzeyin yüzde 54’üne kadar inmişti. İşsiz sayısı ise 12-15 milyon kişiye, başka bir deyişle toplam işgücünün yüzde 25-30’una ulaşmıştı.,
ABD’de patlak veren Büyük Bunalım kısa sürede dünya çapında bir ekonomik çöküntüye dönüştü. Bunun nedeni I. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve Avrupa ekonomileri arasında özel ve sıkı bir ilişkinin gelişmiş olmasıydı. ABD savaştan Avrupa’ mn en büyük alacaklısı ve başlıca finans kaynağı olarak çıkmıştı. Avrupa ülkelerinin ekonomileri savaşın yarattığı yıkım ve savaş borçları nedeniyle son derece zayıf bir konumdaydı. Almanya ve öteki yenik ülkeler ayrıca savaş tazminatı ödemelerinin getirdiği ağır bir yük altındaydı. ABD ekonomisi çöküntüye girince, Avrupa’ya yönelik ABD yatırım kredileri bütünüyle kesildi. Böylece ABD sermayesiyle ayakta duran Avrupa da çöküntünün etkisi altına girdi. Büyük Bunalım ABD’ye en çok borçlu olan ülkeleri, yani Almanya ve İngiltere’yi daha fazla sarstı. Almanya’da 1929 sonlarında başlayarak hızla yükselen işsizlik oranı, 1932 başlarında 6 milyona varan işsizle toplam işgücünün yüzde 25’ini buldu, ingiltere işsizlikten aynı ölçüde etkilenmedi; ama sanayi sektörü ve ihracatı II. Dünya Savaşı’na değin durgunluktan kurtulamadı. Başka birçok ülke 1931’e doğru benzer sorunlarla karşılaşmaya başladı.
Bunalımdan etkilenen ülkelerin hemen hepsi yeni gümrük vergileri getirerek, eskilerini yükselterek ve ithalata kotalar koyarak kendi yerli üreticilerini koruma yoluna gitti. Bu kısıtlayıcı önlemler sonuçta uluslararası ticaret hacminin büyük ölçüde daralmasını getirdi. Ülkeler birbiri ardı sıra yabancı malların ithaline karşı önlemler alınca, dünya ticaretindeki düşüş 1932’de değer olarak yüzde 50’yi aşan bir düzeye ulaştı.
Büyük Bunalım siyasal alanda da önemli sonuçlar doğurdu. ABD’de ekonomik sıkıntılar Demokrat Parti adayı Franklin D. Roosevelt’in 1932 sonlarında başkanlığı kazanmasını sağladı. New Deal (Yeni Düzen) adı altında bir reform programı uygulayan Roosevelt, Amerikan ekonomisinde bir dizi yapısal değişikliğe girişti. Ekonominin hızla toparlanması için sıkı devlet düzenlemelerine ve geniş çaplı bayındırlık projelerine başvurdu. Bütün bu etkin müdahalelere karşın, kitlesel işsizlik ve ekonomik durgunluk tam olarak aşılamadı. Yalnızca bunalımın etkileri bir ölçüde hafifledi. II. Dünya Savaşı’nın başladığı 1939’da ABD’de işsizlik oranı hâlâ yüzde 15 dolayındaydı. Amerikan fabrikaları savaşla birlikte denizaşırı ülkelerden yüklü silah ve cephane siparişlerini almaya başlayınca, işsiz sayısı hızla azaldı. Bunalımın etkileri ABD’nin 1941’de II. Dünya Savaşı’na girmesinden kısa bir süre sonra bütünüyle ortadan kalktı.
Büyük Bunalım döneminde Avrupa’da aşırı eğilimler güçlenirken, liberal demokrasinin saygınlığı azaldı. Almanya’da ekonomik güçlükler Adolf Hitler’in 1933’te iktidara yükselmesinde doğrudan bir rol oynadı. Nazi yönetiminin başlattığı bayındırlık projeleri ve hızlı silahlanma bu ülkede bunalımın 1936’da sona ermesini sağladı.
Büyük Bunalım ABD ekonomisinin temelindeki zayıflıkların ve dengesizliklerin açığa çıkması bakımından bir ölçüde yararlı bir işlev de gördü. ABD’nin 1920’lerde yaşadığı refah artışından kaynaklanan psikolojik ortam ve görünürdeki zindelik bu sorunları örtmüştü. Zayıflıklarla birlikte ortaya çıkan bir nokta da ülkedeki siyasal ve mali kurumların 1930’da bir kısır döngü biçimini alan ekonomik baş aşağı gidişin üstesinden gelme gücünden yoksun olmasıydı. Büyük Bunalım’dan önce iş dünyasında terslikler görüldüğünde, yönetimler gelişmelere karışmaz ya da çok sınırlı müdahalelerde bulunurdu. Ekonomide gerekli olan düzeltmelerin piyasa güçlerinin işlemesiyle sağlanacağına inanılırdı. Ama Büyük Bunalım’ın ilk yıllarında piyasa güçlerinin tek başına istenen toparlanmayı getiremediği anlaşıldı. Büyük sancılar pahasına varılan bu sonuç zamanla ABD’nin ekonomik yapısında bazı temel değişiklikler yapmak gerektiği düşüncesini doğurdu. Büyük Bunalım’dan sonra piyasa ekonomisine dayalı sanayi ülkelerinin çoğunda vergilendirme, sanayiye yön verme, bayındırlık işleri, sosyal sigorta, sosyal refah hizmetleri ve açık bütçe politikası gibi değişik biçimler alan devlet müdahaleleri ekonomik istikrarı sağlamada büyük bir rol oynamaya başladı.
Hemen Yorum Yaz