Bizen Seramiği

Bizen (İmbe) Seramiği Hakkında Bilgi

Bizen seramiği, imbe seramiği olarak da bilinir, İS 6. yüzyıldan (belki de daha önceden) başlayarak, Japon İç Denizi kıyısın­daki Okayama ilinde, bir zamanlar Bizen eyaleti içinde bulunan İmbe ve çevresinde üretilen sert ve gözeneksiz seramikler (sto­neware). Koyu gri renkteki Bizen işleri pişirilince genellikle kiremit kırmızısı, kah­verengi ya da koyu tunç rengini alır. Yüzey­leri mat ve sırsız olabileceği gibi, cilalı bir parlaklıkta da olabilir; zamanla bazı parça­ların üstünde tunç benzeri bir patina oluş­muş, bazısı da cilalı ahşap görünümünü almıştır. Bazı örnekler üstünde yer yer yeşilimsi-gri sır lekeleri bulunmuştur. Bizen seramiği aka-e (kırmızı), ao (mavi), ki (sarı) ve hidasuki (ateş çubuğu) olarak sınıflandı­rılır. Aka-e Bizen işleri koyu bakır rengine çalar ve tunca benzer. Ao’lar çelik ya da kurşun mavisi renktedir ve üretilmesi için çok yüksek ısı gerektiğinden çok az bulu­nur. Ki’ ler sarı sırlı oldukları için bu adı alır. Hidasuki Bizen işleri ise, samandan bükülmüş iplerle sarılıp öyle fırınlandığı için üstlerinde benekler ve kırmızımsı çizgiler vardır.

Bizen seramiği üretimin 13. yüzyılda yalnızca İmbe köyü ile sınırlanmasına değin bütün İmbe bölgesinde yaygın biçimde gelişti. Sera­mik çamuru her yerde aynı derecede yük­sek demir içerdiğinden ve yapım teknikleri, biçimleri ve fırın tasarımları değişmediğinden, ürünleri yörelerine göre ayırmak bazen olanaksızdır. Aynca örneklerin hepsi aynı güçlü ve uzun geleneğin izlerini taşır. Se­ramiklerin bir özelliği de, İmbe’de kullanılan yapışkan kil ile kabın ağız bölümünden geriye doğru kavis yapan ve tama-buchi ya da yuvarlak kenar olarak adlandırılan bö­lümdür. Kamakura döneminde (1192-1333) ağızlar genellikle kabın ölçülerine oranla küçüktür. Geç Muromaçi döneminden (1338-1573) sonra özgün niteliklerini koru­makla birlikte yeraltı killerinin kullanılmaya başlamasıyla daha incelikli ve gelişmiş ürün­ler ortaya çıkmıştır.

Erken dönem çömleklerinin çoğu tarihli­dir; birçok çömlekçi ustasının adı ve işareti de bilinir. Bunların bazısı, bu yöredeki kilin kolay işlenebilir, fantastik ve yaratıcı biçim­ler yapmaya elverişli olması nedeniyle böl­geye gelmiş 17. yüzyıl Kyoto sanatçılarıdır. Bizen seramiklerinin eşsiz güzelliklerini sağlayan, Japon bilgelerinin, tanrılarının ve gerçek ya da mitolojik yaratıkların ince ince işlenmiş, canlı betimlemeleridir. Çay tören­lerinde kullanılan takımlar, tütsü kapları, su küpleri, saki şişeleri, tepsiler, tavandan asılan vazolar, hatta işlevsel duvar seramik­leri gibi çok çeşitli günlük eşyanın üstünde porsuk, horoz, leylek, öküz, bıldırcın ve yaban tavşanı figürleri görülür. Bizen sera­miğinin en parlak dönemi 18. yüzyıl olmuş­tur. Daha sonra Avrupa pazarına uygun ürünlere yönelinmiş ve 20. yüzyılda, yerel kilin de buna uygun olması nedeniyle daha çok tuğla vb. ticari ürünlere ağırlık verilmiş­tir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.