Aruz ölçüsü hakkında bilgi konu anlatımı, aruz ölçüsü nedir
Aruz Vezni
Aruz vezninin kaynağı Arap edebiyatıdır. Devenin yürüyüşünden çıktığı rivayet edilir. Aruzu ilk kez sistemleştiren Arap dili bilgini imam Halil (ölm.791) olmuştur. Bunu XII. yüzyılda iran’da da Şemsi-i Kays devam ettirmiştir.
Aruz mısrada âhenk ölçüsü esasına dayanır. Türk edebiyatına aruz ölçüsü Iran edebiyatından girmiştir. Karahanlı Devleti zamanında iranlı bilginler Türk öğrencilerine aruzu öğretmişler onlar da kendilerine uygun gördükleri bahisleri şiirde kullanmışlardır. Meselâ aruzla yazılmış ilk Türk eseri Kutadgu Bilig’dir.
Eski Türk edebiyatında aruzun adı “ilm- i aruz”dur. Türkçe’de hecelerin uzunluk ve kısalıklarına dayanan bir ölçü olarak kullanılmış, bu vesile ile dile Arapça – Farsça kelimeler de girmiştir. Aruzla edebiyatımıza divan nazım türü ve şekilleri de girmeye başlamıştır: Mesnevî, gazel, kaside, musammat, kıt’a, rubaî… gibi.
Osmanlılar zamanında Türk şair ve yazarları aruz veznini ustalıkla kullanmış, hattâ millî bir niteliğe eriştirmişlerdir. Bu alanda her yüzyıl yıldız sanatkâr yetiştirmiştir. Genel kurallarını genel çizgilerle şöyle özetleyebiliriz: Aruz vezni de hece esasına dayanır. Heceler aruzda ikiye ayrılır:
- Açık hece (.) veya (+;~) işaretiyle gösterilir.
- Kapalı hece (-) işaretiyle veya (/) işaretiyle gösterilir.
Bu temel hece şekilleri birbirleriyle sekiz şekilde karışmıştır.
- Feûlun (-)
- Fâilün (-.-)
- Fâilâtün (-.-)
- Müstef’ilün (–.-)
- Mefâilün (.-.-}
- Mütefâilün (..-.-)
- Müfâaletün (.-..-)
- Mef’ûlât (-).gibi.
Şimdi açık hece ile kapalı hece hakkında biraz açıklamada bulunalım:
- Açık hece: Kısa sesli hece de denilir.
a) Kısa sesle biten hece açık hece olur.
b) Hece ünsüzden ve kısa ünlüden ibaretse açıktır, (sabah: .-) gibi.
- Kapalı hece: Uzun sesli hece de denir.
a) Uzun ünlü hece kapalı hecedir: (âşık: -) gibi.
b) Hece bir ünlü bir ünsüzden meydana gelmişse kapalıdır: (akşam: –) gibi.
c) Hece bir uzun ünlü, bir ünsüzden ibaretse kapalıdır.
ç) Hece bir ünsüzden, bir uzun ünlüden ibaretse kapalıdır, (atâ: .-) gibi.
d) Hece bir ünsüz, bir ünlü, bir ünsüzden ibaretse kapalıdır, (mecnûn: –) gibi.
Bunlar dışında:
- Hece uzun ünlü ve bir ünsüzle bitiyorsa bir buçuk hece sayılır, (âb: -.) gibi.
- Hece bir ünsüz,bir kısa ünlü ve iki ünsüzle bitiyorsa bir buçuk hece sayılır, (aşk: -.) (çeşm: -.) gibi.
- Mısranın sonundaki hece açık veya kapalı, nasıl olursa olsun kapalı sayılır.
Her aruz kalıbının arasındaki duraklara takti adı verilir. Aşağıdaki mısrada duraklar taksim işareti ile gösterilmiştir. Takti işte bu duraklardır.
“Kim bu cennet/ vatanın uğ/ runa olmaz/ ki fedâ’ gibi. Mısranın açık ve kapalı hecelerini de şöyle gösterebiliriz: (-.- -i..–/..–/..- yani (fâilâtün I feilâtün / feilâtün / feilün).
Bu kalıbın baştaki parçası ile sondaki parçası şöyle de olur: (..– ve yani feilâtün ve feûlun) gibi.
Şairin seçtiği aruz kalıbına göre mısradaki hecelere pürüzsüz ahenk vermek gerekir. Bazı heceler kalıba tıpatıp uyabilir. Bazen de zorlamalarla karşılaşabilir. Bunun için de kurallar vardır.
1. Vasi, yani ulama bağlama, liezon: Mısra içinde bir kelimenin son harfi ünlü ile bitebilir; onu izleyen kelime de ünsüzle başlayabilir. Kalıba göre bu da bir hece oluşturursa ünlü ile ünsüz kaynaşmasına vasi denilir. Mısrada vasi şu işaretle gösterilir:
“Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker” (-.- / ..- /..-/-) gibi.
- Kasr, aruz vezninde mısra sonunda feilün (..-) ile bitmesi gereken parçanın fa; ilün (-) şeklinde kısaltılmasına denilir. Kural 1. örnek mısrasının son parçası gibi.
- imâle, yani uzatma: Aslında kısa, yani açık olan heceyi uzun okumaya ve kapalı göstermeye denilir. Kısa olup da uzatılması gereken hecenin ünlüsü üzerine (-) işareti konulur.
“Didiler oğ / lun gibi hiç / bi / roğul” (-.- / -.- / -.- veya – yani fâilâtün / fâilâtün / veya feûlun) gibi.
4. Zihaf, yani kısaltma: Aruzda uzun hecenin kısaltılarak açık hece yapılmasına denilir. Bu Arapça ve Farsça kelimeler için geçerlidir.
Türkçe’de çok kullanılan ve bilhassa Orta Öğretim Türk Dili ve Edebiyatı dersi kitaplarında bulunan belli başlı aruz kalıpları şunlardır:
1. Mefûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün. (~./ „ /.-. / .- )
- Mefûlü / fâilâtü / mefâilü / fâilün. (-. / „./„/,-)
3. Fâilâtün / fâilâtün / fâilün. (-.- /-.- / -.-)
- Fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün. (-.- / ,- / ,- / ,-)
- Feilâtün /feilâtün / feilün. (..-/..-/..-)
- Feilâtün / feilâtün /feilâtün /feilün. (..- /..-/..-/.,)
(Fâilâtün)……….. (fa’lün).(-.-./…..A-)
- Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün (._ /._/._/ )
Bunlardan başka daha pek çok aruz kalıbı vardır. Günümüz şairleri artık serbest vezni ve hece veznini tercih etmektedirler. Zaman zaman, aruzla şiir yazanlar da bulunmaktadır. Ama aruz Türk edebiyatında artık tarihe gömülmüştür. Aruz ölçüsü ve özellikleri hakkında bilgi verdik.
Hemen Yorum Yaz