Anabaptistler Kimdir Hakkında Bilgi, Anabaptist Ne Demek
Anabaptistler, yeniden vaftizciler olarak da bilinir, 16. yüzyıl Reform hareketi içinde gelişen köktenci akımın üyeleri. Anabaptizmin ayırt edici ilkesi yetişkin vaftizidir. Hareketin yayılmaya başladığı yıllarda bu inancı benimseyenler ölümle cezalandırılmak pahasına ikinci kez vaftiz olmuşlardır. Ama çocuk vaftizlerini kâfirlere özgü bir biçimsellik olarak görüp reddettikleri için, kendilerine “yeniden vaftizci” denmesine karşı çıkmışlardır. Onlara göre, kişinin günahlarını itiraf edip inançlarım dile getirebileceği bir yaşta yapılan vaftiz tek ve gerçek vaftizdir, isviçreli Reformcu Huldrych Zvvingli gibi Anabaptistler de çocukların iyi ve kötüyü ayırt edene değin günahlarından dolayı cezalandırılamayacağını savundular. Bu nedenle, ancak belirli bir yaştan sonra ve kendi özgür iradeleri doğrultusunda tövbe edip vaftiz olabileceklerini ileri sürdüler.
Anabaptistler, kurtarılmışlar cemaati olarak gördükleri kilisenin, varlık nedeninin yalnızca günahkârları cezalandırmak olduğuna inandıkları devletten ayrılması gerektiğini savunuyorlardı. Büyük çoğunluğu da haklı bir savaşta ya da toplum düzeninin oluşturulmasında Hıristiyanların silah kullanmalarına karşıydı. Mahkemelerde yemin etmeyi de reddeden Anabaptistlerin binlercesi inançları yüzünden idam edildi.
Anabaptistlerin amacı ortaçağ kilisesini yenileştirmek değil, ilkel kilisenin kurumlarını ve ruhunu diriltmekti. Yeni doğacak bir çağın eşiğinde yaşadıklarına inanan, önderlerini peygamber ve havariler gibi gören Anabaptistler, kilise yöneticilerine inançlarının hesabını vermeye her an hazırdılar. Kendi çektiklerini Hıristiyanlığın ilk 300 yılında kıyıma uğrayanların açılarıyla özdeşleştiriyorlardı.
Anabaptist hareket Zwingli’nin yöneticilere boyun eğer görünmesine ve kilisenin baştan sona yenilenmesi için hızla harekete geçme konusundaki isteksizliğine isyan eden bir grup genç aydın tarafından Zürich’te başlatıldı. Soylu bir aileden gelen ve çok iyi bir eğitim görmüş olan hümanist Konrad Grebel önderlerinden biriydi. İlk yetişkin vaftizleri, 1525’in başında, Zürich’ in dışında Zollikon’da yapıldı ve kısa zamanda bir kitle hareketine dönüştü. Michael Sattler’in önderliğinde hazırlanan yedi maddelik Schleitheim İtikadnamesi’yle (1527) İsviçre Anabaptistlerine özgü inançların önemlileri ortaya kondu.
Anabaptist önderlerin sert ve uzlaşmaz tutumlarıyla öğretilerinin içerdiği devrimci öğeler bir kentten öbürüne sürülmelerine neden oldu. Bu da, özünde bir misyoner hareketi olan Anabaptizmin hızla yayılmasına, yöneticilerin ise sert önlemler almasına yol açtı. İlk Anabaptist önderlerin çoğu hapiste öldü ya da idam edildi.
Thomas Müntzer, Anabaptistlerin yeni bir çağın başında yaşadıklarını vurgulayanlar arasındaydı. 1525 ayaklanmasında Thüringen köylülerine önderlik ettikten sonra idam edildi. 1527’de Augsburg’da hapiste ölen yandaşı Hans Hut, Güney Almanya’ mn önde gelen köktenci Reformcuların- dandı.
Moravya’nın Nicholsburg kentindeki Anabaptist önderlerden Balthasar Hubmaier 1528’de Viyana da idam edildi. Bazı yöneticilerin yeni yerleşimleri özendirdiği Moravya’ya çok sayıda Anabaptistin yerleşmesi, burada Kudüs’teki ilkel kilisenin malların ortak kullanımı ilkesini örnek alan yeni bir Anabaptist akımın doğmasına yol açtı. Jakob Hutter’in önderliğinde kolektivist yaşam süren bu Anabaptistler kendilerine Hutterci Kardeşler adını verdiler. Günümüze değin varlığım korumuş olan Hutterci gruplardan bazıları bugün ABD’nin güneyinde ve Kanada’da yaşamaktadır. 60-150 kişilik koloniler halinde ortak çiftlikler (.Bruderhof) işleten bu gruplar Kadim Amish’ler gibi dışlarındaki toplumdan uzak yaşar ve siyasetle uğraşmazlar. Çocuklar 14 yaşma (ya da eyalet yönetimince belirlenen yaşa) değin koloni içinde eğitilirler.
Anabaptistlerin Hollanda’daki misyoneri Melchior Hofmann çok sayıda yandaş topladı. Dünyadaki düzenin yakında son bulacağı ve Strasbourg’da yeni bir çağın başlayacağı yolunda vaazlar veren Hofmann 1533’te Strasbourg’da hapse atıldı ve yaklaşık 1543’te öldü.
Hofmann’m yandaşlarından bazıları Hollandalı Jan Mathijs (ö. 1534) ile Leidenli Jan Beuckelson’un (ö. 1535) etkisi altına girdi. Bu iki önder birçok mülteciyle birlikte 1534’te Vestfalya’daki Münster kentine yerleşti. Kenti denetimlerine aldıktan sonra çokeşliliğe yer veren, kolektivist bir dinsel düzen kurdular. Alman prenslerinin topladığı ordu kenti ele geçirdi (1535) ve Anabaptist önderler işkenceyle öldürüldüler.
Çağdaş tarihçiler Münster olayını Anabaptist hareketten bir kopma olarak değerlendirirler. Bu olayı izleyen yıllarda klasik Protestan gruplarıyla Katolikler, savaşçı azınlıkla barışsever çoğunluk arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin, bütün Avrupa’da Anabaptistlere uyguladıkları baskıyı artırdılar. Hollanda’daki ve Kuzey Almanya’daki barışsever Anabaptistler, eski rahip Menno Simons ile yardımcısı Dirk Philips’in önderliğinde ayaklandılar. Yandaşları, Mennonitler adı altında varlıklarını sürdürdüler. Anabaptistler hakkında bilgiler verdik.
Hemen Yorum Yaz