Denis Diderot Kimdir

Denis Diderot Kimdir, Denis Diderot Hayatı Hakkında Bilgi

Diderot, Deniş (d. 5 Ekim 1713, Langres – ö. 30 Temmuz 1784, Paris, Fransa), Fransız edebiyatçı ve filozof. 1745’ten 1772’ye de­ğin Aydınlanmanın temel yapıtlarından biri olan Encyclopedie’nin yayımcılığını yap­mıştır.

Gençlik dönemi. Diderot, çevresinde çok saygı duyulan, ama kendisinin değerini çok sonra anladığı bir bıçakçı ustasının oğluydu. Katolik geleneği içinde büyütüldüyse de kiliseye girmedi. İlk eğitimini Langres’da Cizvitlerden aldı. 1729’dan 1732’ye değin Paris’te, College d’Harcourt ile Louisle Grand Lisesi’nden birinde ya da her ikisin­de birden öğrenim gördü. 2 Eylül 1732’de Paris Üniversitesi’nden yüksek lisans diplo­masını aldı. Daha sonra Clement de Ris’nin yanında sözleşmeli kâtip olarak hukuk eğiti­mi gördü, ama hukuktan çok dil, edebiyat, felsefe ve yüksek matematiğe ilgi duyuyor­du. Az bilinen 1734-44 arası döneminde gençlik tutkusu tiyatrodan vazgeçerek geçi­mini sağlamak için ders verdi, bir yayımcı için ikinci sınıf yazarlık yaptı ve 50 ecu (ekü) karşılığı misyonerlere vaazlar yazdı. Bir ara din konusunda uzmanlaşmayı düşündüyse de herhangi bir ilahiyat fakültesi­ne girmedi. Gene de yapıtlarından anlaşıldı­ğına göre dinsel bir bunalım geçirdi; katı imandan yaradancılığa ve daha sonra ate­izme geçişi görece yavaş oldu. Düzensiz yaşamı 1761-74 arasında yazdığı, ama ölü­münden sonra yayımlanan Le Neveu de Rameau (1891; Rameaunun Yeğeni, 1946, 1982) adlı romanında açıkça görülür. Özel­likle Regence ve Procope gibi cafe’lerin müdavimiydi. 1741’de Procope’da Jean- Jacques Rousseau ile tanıştı ve bir kavga ile sonuçlanan dostlukları 15 yıl sürdü.

Gene 1741’de bir manifaturacının kızı olan Antoinette Champion ile tanıştı ve babası­nın onayı olmamasına karşın 6 Kasım 1743’te gizlice evlendi. Günümüze ulaşan mektuplardan anlaşıldığına göre, romantik aşkları ilgi alanlarının uyuşmazlığı nedeniy­le evliliklerine yansımadı. Birliktelikleri bir ölçüde kızları Angelique’e duydukları sevgi ile ayakta kaldı. 1753’te doğan Angelique ailenin hayatta kalan tek çocuğuydu. Dide­rot kızının eğitimine çok önem verdi veLangres’m itibarlı kişilerinden Albert de Vandeul ile evlendirdi. Angelique sonraları babasının kısa yaşamöyküsünü yazdı ve yazmalarını düzene koydu.

Olgunluk dönemi: Geçinebilmek için çevi­ri yapan Diderot 1745’te Inguiry Concerning Virtue (Erdem Üzerine inceleme) adlı yapıtının serbest bir çevirisini yayımlayarak Shaftesbury 3. kontunun Fransa’da ünlen­mesini sağladı. Hıristiyanlık karşıtı düşünce­leri canlı bir düzyazı tekniğiyle aktardığı özgün yapıtı Pensees plıilosophiques (1746; Filozofça Düşünceler, 1963, 1984) Shaftes- bury’den yapılan doğrudan çeviriler yanın­da, ondan esinlenmeleri de içerir. Bu kita­bıyla genel ahlaka aykırı bulunan Les Bijoux indiscrets (1748; Patavatsız Mücev­herler) adlı romanının gelirlerini, metresi Madeleine de Puisieux’nün isteklerini karşı­lamak için kullandı; birkaç yıl sonra Vincennes’da tutuklu kaldığı sırada onunla ilişkisi­ni kesti. 1755’te tanıştığı Sophie Volland ile 20 yıldan çok süren bir ilişki kurdu. İlişkile­ri, ortak ilgi alanlarına, karşılıklı sempatiye ve derin bir dostluğa dayalıydı. Sophie’ye ve başkalarına yazdığı mektuplar Diderot’ nun kişiliğini, heyecanlarını ve düşünceleri yansıtan en büyüleyici belgelerdir. Bunlar aynı zamanda yakın çevresini oluşturan Louise d’Epinay, F. M. Grimm, d’Hol- bach ve Ferdinando Galiani gibi yara- dancı yazar ve “filozoflar”la ilişkilerine de ışık tutar. Diderot, Rousseau ve onun aracılığıyla tanıştığı Condillac bir süre bir­likte akşam yemeklerini Panier Fleuri’de yediler. Diderot, özel yaşamında ahlaki değerlerin yerleşmesine yardımcı olan dost­luklara büyük önem verdi. Bu düşüncesini “Les Deux Amis de la Bourbonne” (Bour- bonne’lu İki Dost) adlı kısa öyküsünde ve “Ceci n’est pas un conte”un (Bu Bir Masal Değil) sonuç bölümünde ortaya koydu.

Encyclopedie : 1745’te yayımcı Andre Le Breton, Ephraim Chambers’ın Cyclopaedia’ sının Fransızca çevirisi için, projeyi yarıda bırakan iki çevirmenden sonra Diderot’ya başvurdu. Diderot, ünlü matematikçi Jean Le Rond d’Alembert ile birlikte yayımcılığı üstlendi. Yayının yapısını büyük ölçüde değiştirerek içeriğini genişletti, köktenci ve devrimci görüşün önemli bir organı haline getirdi. Kendini bu işe adayan, birçoğu tanınmamış ama daha sonra ünlenecek bir grup edebiyatçıyı, bilim adamını ve hatta papazı çevresinde toplayarak bir ekip oluş­turdu. Hepsini harekete geçiren ortak bir amaçları vardı: Bilgiyi ilerletmek ve bu yolla, kilise ve devlet içindeki gerici güçlere bir darbe indirmek. Encyclopedie’nin bir dictionnaire raisonne (Ussal Sözlük) olarak bütün sanat ve bilim dallarının temel ilke ve uygulamalarını ortaya koyması amaçlanı­yor, yayın usçu felsefe görüşüne ve insan zihninin ilerlemesine duyulan belirli bir inanca dayanıyordu.

Diderot’nun 1749’da yayımladığı Lettre sur les aveugles â l’usage de ceux qui voient (Görenlerin Yararına Körler Hakkında Mektup, 1945, 1984) adlı yapıtı ise bir yüzyıl sonra Louis Braille’in de ele aldığı dokunma duyusu ile körlere okuma öğretilebileceği önerisi ve evrim kuramı ile ilgili çalışmalarının ilk adımını oluşturması bakımından önemliydi. Madde­ci ateizm öğretisini açığa çıkaran ve duyu izlenimlerine bağımlılığı vurgulayan bu cü­retli adımı, tutuklanmasına ve üç ay Vincen- nes’da hapsedilmesine neden oldu. Ama, Encyclopedie çalışmalarındaki kesinti kısa sürdü. 1750’de yayımladığı Prospectus’ü (Bakış) d’Alembert, Discours Preliminaire (1751; İlk Söyleşiler) adı altında genişletti. İlk cildinin yayımlandığı 1751’den, son re­simli ciltlerin dağıtıldığı 1772’ye değin Encyclopedie’nin tarihinde çeşitli iniş çıkışlar oldu, ama sonunda ulaşacağı başarısın­dan hiçbir zaman kuşku duyulmadı. 1758’de yedinci cildin yayımlandığında sıkıntılı bir dönem yaşandı; d’Alembert “Geneve” (Ce­nevre) adlı makalesine Rousseau’nun saldı­rısını okuyup kötü günlerin geldiğini seze­rek istifa etti. Encyclopedie’nin bir özeti olduğu söylenen Helvetius’un, De l’esprit (1758; Zihin Üzerine) adlı kitabının Paris Parlement’ınca (Yüksek Mahkeme) yakıl­masına ve yapıtın yasaklanmasına karar verilmesi de ciddi bir darbe oldu. Voltaire yayını Fransa dışında sürdürmeyi önerdiyse de Diderot Paris’te kalmakta direndi. 1764’te ise Le Breton’un düzeltisi yapılmış metinlerden uzlaşma amacıyla gizlice bazı bölümleri çıkarttığını fark edince çok üzül­dü. Sansür edilen bölümler oldukça önem­liydi; ama yapıtın etkisini çok değiştirecek nitelikte değildi. Diderot 17 cilt metin ve 11 cilt resimden oluşan Encyclopedie’ye 1751- 72 arasında bir bölümü özgün, bir bölümü değişik kaynaklara dayanan sayısız maka­leyle katkıda bulundu. Yazılarının çoğu felsefe tarihi, estetik ve zanaatlar hakkın­daydı. Genel yayın yönetmeni olarak çok çalışkandı, bugün hâlâ tarihçilerin övgüyle söz ettiği çok nitelikli .3-4 bin resmin basımını özellikle denetledi. Encyclopedie’ nin tamamlanmasıyla Diderot’nun gelir kaynağı da tükendi. Rus çariçesi II. Yeka- terina (Büyük) Diderot’yu mali sıkıntıdan kurtarmak için Paris’teki temsilcisi aracılı­ğıyla, onun kütüphanesini satın aldı, ama kitapları kendisi adına korumasını istedi; daha sonra da yaşamı boyunca yıllık bir ücret karşılığı onu kütüphanecisi yaptı. Diderot 1773’te teşekkür etmek için gittiği Petersburg’da büyük saygı ve yakınlık gör­dü. Yekaterina için Plan d’une üniversite pour le gouvernement de Russie’yi (Rus Hükümeti İçin Bir Üniversite Planı) yazdı. Rusya’da kaldığı beş ay, aydın despotizmi­nin toplumsal bozukluklara çözüm olduğu inancından kurtulmasına ve Observations sur les instructions de Sa Majeste İmperiale aux deputes (Majesteleri İmparatoriçenin Temsilcilerine Talimatları Üzerine Gözlem­ler) adlı yazısında görüldüğü gibi siyasal görüşlerinin sertleşmesine yetti. Guillaume Raynal’ın gizlice yayımlanan Histoire philosophique et politique des etablissements et du comnıerce des Europeen dans les deux Indes (1770, 6. cilt; Avrupalıların Amerika ve Hindistan’daki Kurum ve Ticaretlerinin Felsefi ve Siyasal Tarihi) adlı kitabındaki en devrimci bölümlerin ve devrimin meşrulu­ğuna ilişkin kanıtlamaların da Diderot’nun kaleminden çıktığı bugün artık bilinmek­tedir.

Felsefi ve bilimsel yapıtları. 1751’de dilin işlevini incelediği ve estetik sorunlarına değindiği Lettre sur leş sourds et muets (Sağır ve Dilsizler Üzerine Mektup), 1754’te de 18. yüzyıl felsefe araştırmalarının yöntemi olarak kabul edilen Pensees sur l’interpretation de la nature (Doğanın Yo­rumlanması Üzerine Düşünceler) adlı yapıt­larını yayımladı; ama sağlığında yayımlanan yapıtlarının sayısı pek fazla olmadı. El yazmalarını, yalnızca dostları ve Baron Grimm’in 15 Mayıs 1753’ten başlayarak iki haftada bir yayımladığı özel bir gazetenin ayrıcalıklı okuyucuları okuyabiliyordu. 1812’de Correspondance litteraire (Edebi Yazışmalar) adı altında topluca yayımlanan bu gazeteler, çağının bütün yönlerini yansıt­ması bakımından ilginçtir. Diderot’nun fel­sefi yapıtları arasında özellikle L’Entretien entre d’Alembert et Diderot (D’Alembert ve Diderot Arasında Konuşma), Le Reve de d’Alembert (1830; D’Alembert’in Rüyası, 1968) ve Elements de physiologie (Fizyoloji­nin Öğeleri) sayılabilir. Bu yapıtlarında maddeci felsefe görüşlerini geliştirerek Charles Darwin’in evrim kuramının haber­ciliğini yaptı ve maddenin hücreli yapısına ilişkin ilk modern kuramı oluşturdu. Bilim alanındaki kuramları kuşkusuz çok ilginçti; ama bunların olağanüstü yanı diyalektik sunuluş biçimiydi. Çoğu zaman diyaloglarla ve paradoks biçiminde ortaya koyduğu düşünceleri, Diderot’nun gerçeklik duygu­sunu ve insan doğasındaki karmaşıklık ve çelişkileri kavradığını gösteriyordu. Geliş­tirdiği düş kuramını ilerde Freud etkili bulacaktı.

Deneme, roman ve oyunları. Diderot’nun denemelerinde de öykü ve romanlarının biçim ve üslup özelliklerine rastlanır. Kişi­sel deneyimlerine dayanan denemeleri ara­sında “Regrets sur ma vieille robe de chambre” (Eski Robdöşambrımın Verdiği Keder) ile “Entretien d’un pere avec ses enfants” (Bir Babanın Çocukları ile Konuş­ması, 1974, 1984) sayılabilir. Romanların­dan La Religieııse (1796; Rahibe, 1984) 1760’ta, pikaresk roman ve “felsefi öykü” geleneği içinde yer alan Jacques le faıaliste et son maitre (Kaderci Jacques ile Efendisi, 1949, 1984) de 1773’te yazılmıştır. Bilimsel belirlenimciliğine karşın, Diderot’nun felse­fi hareket noktası belirsizdir. Aynı durum Rameau’nun Yeğem’ndeki etik anlayışı için de geçerlidir. Almanca çevirisini (1805) Goethe’nin yaptığı bu romanda yazar bir asalak ile garip davranışlı ahlakdışı birinin canlı öyküsü içinde o günkü toplumla alay eder. Supplement au voyage de Boııgainville’de (Bougainville’in Gezisine Ek) ise hoş­görü ve cinsel özgürlük üzerine kurulu özgür toplum kavramını dile getirir. Başlıca oyunları sayılan Le fils naturel (1757; Evlilik Dışı Öğul) ile Le pere de famille’m (1758; Aile Babası) bugün okun­ması zordur. Ama Entretiens sur le fils naturel (Evlilik Dışı Oğul Üzerine Tartış­ma) ile Discours sur le poesie dramatiqııe’Xe (Dramatik Şiir Üzerine Konuşma) ortaya koyduğu tiyatro kuramları, Hamburgisc’he Dramaturgie’nin (1767-69; Hamburg Tiyat­ro Sanatı) yazarı Gotthold Lessing’i çok etkilemiştir. Diderot, ciddi burjuva oyunları sahneleyerek tiyatroda gerçekçiliği artırma­ya, karakterleri kendi meslekleri ve çevrele­ri içinde göstererek de seyircide daha büyük bir ahlaki ve toplumsal etki uyandırmaya çalıştı. Tiyatro teknikleriyle dekor anlayı­şında çeşitli değişiklikler yaptı; tableaux vivants (yaşayan tablolar) aracılığıyla izleyi­cileri etkilemeyi umdu. Paradoxe sur le comedieridt (1830; Aktörlük Hakkında Ay­kırı Düşünceler, 1943, 1984) büyük aktörle­rin, tıpkı büyük şairler gibi, duygusuz olduklarını ve inanılmaz kuklalar olarak kalmaları gerektiğini ileri sürdü. Asıl edebi­yat eleştirileri yazmakla birlikte, Corres- pondance litteraire için yazdığı, salon ya da yıllık sergilerini kapsayan sanat eleştirileri yüzünden Diderot sonradan ilk büyük sanat eleştirmeni olarak ünlendi. Sanat, sanatçı ve resim tekniğine ilişkin çözümlemelerinin yanında kusursuz zevki ve üslubu da ölü­münden sonra büyük bir ün kazanmasına yol açtı. Özellikle Essai sur la peinture’ü (1765; Resim Üzerine Deneme) önce Goet­he’nin, daha sonra da Charles Baudelaire’in çok beğendiği bir çalışmaydı.

Yaşlılığı ve son yapıtları. 1774’te artık yaşlı ve hasta olan Diderot, Helvetius’un yok olmıış De l’esprif sinin genişletilmiş biçimi olan De l’homme (1772; insan Üzerine) adlı yapıtına bir reddiye üzerinde çalıştı. Refutation de l’ouvrage d’Helvetius intitule L’hom­me (Helvetius’un İnsan Adlı Yapıtının Red­diyesi) 1875’te yayımlandı. Entretien d’un philosophe avec la Mareclıale’i (Mareşalle Filozofun Konuşması) yazdıktan sonra 1778’de de Essai sur les regnes de Clcıude et de Neroriu (Claudius ve Nero’nun İktidar Dönemleri Üzerine Deneme) yayımladı. Genellikle Essai sıır la vie de Seneque (Seneca’nın Yaşamı Üzerine Deneme) ola­rak bilinen bu yapıt Romalı yergi ustası ve filozofun savunusu olarak görülebilir. Bu arada Diderot’nun yakın dostlar çevresi giderek daralmaktaydı. Bayan d’Epinay ve d’Alembert ondan önce öldü; yalnızca Grimm ve Baron d’Holbach sağdı. Diderot yavaş yavaş aile çevresi içinde kendi kabu­ğuna çekildi. Sophie Volland’m Şubat 1784’te ölümü ona büyük bir acı verdi; Sophie’nin ölümünden sonra ancak birkaç ay yaşayabildi. Richelieu Caddesi’nde II. Yekaterina’nın (1729-96) verdiği evde, kalp damarlarının tıkanması sonucu öldü. Söy­lentiye göre son sözleri, “Le premier pas vers la philosophie, c’est l’incre.” (Felsefe- ve doğru atılan ilk adım, inançsızlıktır) oldu. Damadının araya girmesi üzerine Saint-Roch’da kilisenin onayladığı bir me­zara gömüldü.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.