Osmanlı İmparatorluğu, ekonomisinin büyük kısmını sahip olduğu topraklardan aldığı vergilere ve yeni fethettiği bölgelerde topladıkları ganimetlere borçluydu. Devletin güçlü zamanlarında iken gelirin çok olması sebebiyle merkezi otoritesi de bir hayli kuvvetliydi. Bu sebepten dolayı merkezden uzak olan bölgelerde de istikrar sağlanabilmesi mümkün olmuştu. Ancak 17. yüzyıldan sonra dünyada yaşanan çeşitli gelişmeler sebebiyle ve Osmanlı’nın bu gelişmelerden geri kalması sebebiyle devlet artık eski şanlı günlerini geride bırakmıştır.
Bu güçlü günlerin geri getirilebilmesi, dünyadaki yeniliklerin yakalanabilmesi amacıyla 17. yüzyılda devlet içerisinde bazı ıslahatlar yapılmıştır. Ancak bu dönemde yapılan ilk ıslahatlar genel anlamda başarısız olmuşlardır. Bu başarısızlığın en önemli sebepleri Osmanlı’nın sosyal ve kültürel yapısıdır. Peki getirilen bu yenilikleri halk neden olumsuz karşılamış, bu yenilikler neden kalıcı olamamıştır?
Osmanlı Devleti’nin ordusunun çok büyük bir kısmını oluşturan yeniçeriler, o zamanlarda eskiden sahip oldukları disiplini kaybetmiş, padişaha karşı ayaklanmaya cüret edebilir hale gelmişlerdi. Bu sebepten dolayı kendilerine zarar verebileceğini düşündükleri ıslahatları reddederek bunların uygulamaya konmasını engellemişlerdir. Bunun yanı sıra o dönemde yaşayan halk geleneksel bir hayat sürdürdüğü için yenilikleri kabul edememiştir.
Halkın yenilikleri kabul edememesindeki en büyük etken o zamanlarda insanlara islam dininin yanlış anlatılması olmuştur. İnsanlar, bazı kişilerin dini kullanarak halkı kandırması sonucunda kendilerini geliştirebilecek yeniliklerden mahrum kalmışlardır. Yanlış bilgiden dolayı halk yenilikleri kabul etmemeyi dine sahip çıkma olarak görmüş, dünyada yapılmış olan icatları, yenilikleri gavur icadı, şeytan işi gibi isimler takarak reddetmişlerdir.
17. Yüzyıl Islahatlarında İstikrar Sağlanamamasının Sebepleri Adlı Yazımızla İlgili Düşüncelerinizi Yorum Kısmından Yazabilirsiniz
Hemen Yorum Yaz